ويكيبيديا

    "tatsız" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • غير سار
        
    • بغيض
        
    • طعم
        
    • غير سارة
        
    • كئيب
        
    • غير السارة
        
    • الذوق
        
    • سارّ
        
    • عديم الطعم
        
    • عديمة الطعم
        
    • سارّة
        
    • كئيبٌ
        
    • غير مريحة
        
    • الغير سارة
        
    Eğer bu bilgiyi dışarı çıkarmak için seni zorlarsam, oldukça tatsız olacak. Open Subtitles إذا توجب علي أخذ هذه المعلومة بالقوة منك فسيكون هذا غير سار للغايه,
    Bu görüşe göre, Machiavelli zor bir gerçeği anlayan ilk kişiydi: Politik istikrarın daha iyi olması, tatsız taktiklere ulaşmak için ne gerekiyorsa buna değer. TED وفقًا لهذا الرأي، كان مكيافيلي أول من يفهم حقيقة صعبة: أكبر نفع من الاستقرار السياسي يستحق أي تكتيك بغيض يلزم لتحقيقه.
    Acı yermeyen, yan etkisi olmayan, tatsız bir yöntemdi. Open Subtitles لا ألم. لا تشنجات. لا طعم له على الاطلاق.
    Askerlikte ben de tatsız şeyler yapmak zorunda kaldım. Open Subtitles افهم هذا, انا نفسى كان يجب على ان افعل اشياء غير سارة اثناء واجباتى
    Fakat burası dayanılmaz derecede tatsız. Hiçbir şey olmuyor. Open Subtitles لكن هذا المكان كئيب , لا شيء يحدث هنا
    tatsız meselelerin üzerinde durmak istemem... ama eğer yakalanırsa ona neler olacağını siz de biliyorsunuz. Open Subtitles لا أريد أن أضرب على وتر الأمور غير السارة تعرفوا ذلك لكنك تعرفي ماذا يمكن أن يحدث له إذا أُخذ
    Üzgünüm. tatsız bir durum olduğunu biliyorum, canım. Open Subtitles اعتذر كنت اعلم انه عديم الذوق معك ياعزيزتى
    İşinin bazan tatsız olduğunu biliyorum ama seninle gurur duyuyorum. Open Subtitles أعي أن عملك غير سارّ أحيانًا، لكنّي فخورة جدًا بك.
    Sevişirken nasıl gözüktüğünle ilgili, gözümde oldukça tatsız bir imaj canlanıyor. Open Subtitles أتخيل منظر غير سار جداً بشأن مظهرك أثناء المعاشرة.
    Ekselansları eğer bu hiç beklenmedik, bu tatsız haber doğruysa.. Open Subtitles صاحب السمو ، إذا كان هذا صحيحا، هذا غير متوقع تماما وخبر غير سار
    İnanın bana diğer seçenek çok daha tatsız olurdu. Open Subtitles صدقونى ، البديل سيكون غير سار على الاطلاق
    Yani ahlaksızca ya da tatsız ya da şahsınıza normalde itici gelen bir şey yaptınız mı, ya da yapmanız istendi mi? Open Subtitles هل فعلت ؟ أو طلبوا منك عمل أى شئ فاسق أو سئ أو بغيض إلى نفسك ؟
    Noel Hediyesi Hayaleti, yani ben neden senin gibi tatsız, küçük bir cimriyi yemek istesin ki? Open Subtitles ولماذا شبح عيد الميلاد الحاضر الذي هو أنا... قد يريد ان يأكل بخيل بغيض مثلك؟
    Ne zaman konuşsan, tatsız bir şeyler söylüyorsun, bari sessiz dur. Open Subtitles تقول شىء بغيض لماذا لا تبق هادئاً ؟
    Senin ziyaretin, diğer taraftan, bana uygunsuz ve son derece tatsız geldi. Open Subtitles علـى النقيض ، و صولكِ بدا ليّ غير لائق و بلا طعم لأقصى درجة
    Bu sardalyeler, mesela, yavan ve tatsız. Open Subtitles .. هذا السردين، على سبيل المثال بدون طعم ولا رائحة
    Sizin gibi bilge bir kişiyle iki taraf için de karlı olan tatsız tartışmalara sebep olmayan bir anlaşma yapabiliriz. Open Subtitles وأنا متأكد بأنك بحكمتك نستطيع وضع تزتيبات... والذي سيكون مفيدآ لنا بشكل مشترك... وسيمكننا من تفادي أي مواجهة غير سارة.
    İkimiz de işlev bozukluklarıyla uğraşıyoruz. Neyse ki, benim alanımda sonuçlar sizinkiler kadar tatsız değil. Open Subtitles لحسن الحظ , فى طريقى ، النتائج النهائية ليست غير سارة كنتائجك
    İğrenç suçları aydınlatarak geçen tatsız bir gün daha. Open Subtitles يوم كئيب آخر أمضيته لحل الجرائم البشعة
    Bu tatsız karakter imgenizi, sunmak daha basit, değil mi? Open Subtitles عرض هذه الصورة غير السارة لنفسك سهل نوعاً ما , اليس كذلك ؟
    Bu çirkin bir yalan ve son derece tatsız. Open Subtitles هذا ادعاء كاذب و على درجة كبيرة من الذوق السئ
    Çok tatsız. Hakikaten hiç tavsiye etmem. Open Subtitles غير سارّ ، لا يمكنُني الإيصاء بذلك بكل أمانة
    Rohypnol adında renksiz, tatsız ve kokusuz... bir ilaç vardı. Open Subtitles كانت هناك بضع قطرات من مخدر عديم الطعم و اللون و الرائحه إسمه الروهيبنول
    Eğer mümkün olsaydı sadece renksiz tatsız insan bedeni için bütün besinleri içeren içeceklerden içerek yaşayabilirdim. Open Subtitles لو كان في استطاعتي لكانت حميتي تتكون كليا من عصائر عديمة الطعم تلك التي تحتوي علي كل عناصر غذاء الحيوان الانسان
    Hepimiz Cuma günü burada tatsız bir olayın yaşandığını biliyoruz. Open Subtitles ... جميعنا يعلم أن شيئا ما حادثة غير سارّة حصلت هنا يوم الجمعة
    Ama bu orantısızlıkla beraber kurumlarla ilgili herşey kendisini tatsız hale getiriyor. TED لكن كل شئ حول المؤسسات يجعلها غير مريحة مع عدم التناسب ذلك.
    Her ayrılıkta olduğu gibi bazı tatsız anlar yaşandı tabii. Open Subtitles كانت هناك بعض، اللحظات الغير سارة مثل معظم الإنفصالات، لماذا؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد