Eğer tavşanların dilini konuşabilseydim buna çok şaşırırlardı ama onların kralı olurdum. | Open Subtitles | لو كنت أتقن لغة الأرانب فسيظهر عليهم الذهول و سأكون ملكا عليهم |
İşte bu, yıllık tavşan kutlamasını karşılamak, muhtemelen tavşanların öldürülmesi konusunda halkı rahatlatmak ve Avustralya'ya özgü olan, hatta Ada tavşanı tehdidi altında olan, bir hayvanı desteklemek için yapıldı. | TED | حيث تم عمل ذلك لمواجهة الإحتفال السنوي للأرانب لجعل الجمهور بشكلٍ طبيعي أكثر تقبّلاً بقتل الأرانب الأوربية ولتشجيع الحيوانات المحلية في أستراليا، وعلى وجه التحديد الحيوان الذي يهدده الأرنب الأوروبي. |
Kağıtta rakamları çarparak tavşanların sayısının artacağına inanırdı. | Open Subtitles | تخيل أنه أراد تربية الأرانب بعمليات حسابية كتبها على الورق |
Çuvalı doldurup getirirsin ve tavşanların kafesine koyarsın. | Open Subtitles | فتأملئه .. وتأتي به لتضعه في قفص الأرانب |
tavşanların üç göz kapağı olduğunu ve dişlerinin hep büyüdüğünü biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعرفين ان الارانب لها ثلاثه جفون؟ واسنانهم لا تتوقف عن النمو |
Akıl-Yönlendiricimatik'e bağlıyoruz, böylece tavşanların beyinlerini yıkayabiliriz. | Open Subtitles | بجهاز محول الدماغ الآلي و يمكننا غسل دماغ الأرانب |
Bob, insanlar tavşanların kemirgen sınıfından geldiğine inanır ama gerçekte onlar "lagomorphs" sınıfındandırlar. | Open Subtitles | أتعلم يا بوب, ما هو معلوم بأن الأرانب من القوارض ـ ـ ـ لكن, في الحقيقه من فصيله الثديات |
Bir zamanlar tavşanların hepsi hastalanmış beslenmişler, beslenmişler ve çok geçmeden hastalık soğuk bir anı olarak kalmış. | Open Subtitles | في قديم الزمان جميع الأرانب أصبحت مريضة وقد توالدوا وتوالدوا وبعد مرور وقت طويل أصبح المرض مجرد ذكرى غير مهمة |
tavşanların ormanda doğal yollarla vurulması gibi bir şeydi. | Open Subtitles | الأرانب التي تم اطلاق النارعليها بشكل طبيعي في الغابة |
tavşanların solunum sistemi, büyük boyutları destekleyebilir. | Open Subtitles | تمتلك الأرانب جهاز تنفس يسمح لها بالنمو لحجم كبير |
Tamam. Zorba tavşanların boyunduruğu altında köle gibi çalıştık. | Open Subtitles | لوقت طويل، عملنا تحت حكم الأرانب المستبدة |
Neyinin tehlikede olduğunu unutan küçük tavşanların kemikleri ise kırılır. | Open Subtitles | كما تُكسر عظام الأرانب الصغيرة التي تنسى ما لديها على المحكّ |
Yabani kaz ve tavşanların yol gösterdiği bir iz üstünde gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر انني على طريق ملؤه البجعات المجنونة و الأرانب |
tavşanların da tazılardan kaçması gerekiyor. | Open Subtitles | وعلى الأرانب أن تهرب من الكلاب لا أن تطاردها |
Watership Tepesi okuyor ve tavşanların ahşaptan nasıl yaratılacağını öğrendi. | Open Subtitles | أنها تقرأ "وترشيب دون"، وتعلمت كيف تنحت الأرانب من الخشب. |
Yedinci nesil tavşanların üremesinden hemen önce koşup acil durum kolunu çekersin – neredeyse tavşan kıyameti kopacaktı. | TED | ستندفع لشدّ ذراع الطوارئ بالضبط عندما كان الجيل السابع من الأرانب على وشك أن يُتمّ نموه وشيك للغاية من وقوع الكارثة! |
tavşanların da gülmeye ihtiyacı var zaten. | Open Subtitles | حتى الأرانب تستحق _ الضحك بين الحين والآخر. |
tavşanların canı cehenneme. Başka şey bilmezsin. | Open Subtitles | تباً لتلك الأرانب إنها ما تتذكره فقط |
Yaz fırtınalarına rağmen tavşanların yakın akrabası olan pika sürekli olarak yiyecek arayıp, ot toplamak ve ailesi için yuva hazırlamakla meşgul. | Open Subtitles | على الرغم من العواصف الثلجية صيفيا، قربت الارانب والأرانب البرية، يأكل بشكل دائم وعشب متوفر، وحفر ملاجئ لعائلته. |
tavşanların peşine düşerek adamlarımı tehlikeye atamam. | Open Subtitles | لن أضع رجالى فى طريق الأذي بمُطاردتهم للأرانب. |