Doğum sırasında Irak'taydı. Ama konuştuk. | Open Subtitles | كان في العراق عندما أنجبتها، ولكننا تحدّثنا عن ذلك. |
Bence o sırada Los Angeles'taydı. | Open Subtitles | متأكدة أن كان في لوس انجلوس ، في ذلك الوقت |
Birkaç yıldır Vegas'taydı... ve işlerin nasıl yürüdüğünü kavramıştı. | Open Subtitles | , أعني أنة كان في "فيغاس منذ سنتين و يعلم عنها كل شيئ |
Oğlunuz Irak'taydı beyefendi. Bağlı olduğu birlik dört gün önce Amerika'ya döndü. | Open Subtitles | كان في (العراق) يا سيدي لقد وصل إلى (الولايات) منذ أربعة أيام |
Annesi dönüştü. Dün gece Red Hook'taydı. | Open Subtitles | لقد تحولتْ أمّهُ, وتمكنت من الدخولِ إلى "ريد هوك" ليلة البارحة |
O Tevrat'taydı. | Open Subtitles | حسناً، ذلك كان في العهد القديم |
Bu çocuk Chalons'taydı. Onu tanıyor musun? | Open Subtitles | " هذا الصبي كان في " شالون هذا تعرفتي عليه؟ |
Nick iş için New York'taydı. | Open Subtitles | نيك,كان في نيويورك من اجل العمل |
Rue Jacob'taydı. Saldırganı gören olmamış. | Open Subtitles | لقد كان في شارع "جايكوب" لا أحد رأى المُعتدي. |
20 yıl kadar önce ilk görevim Teksas'taydı. | Open Subtitles | منذ ما يقارب العشرون عامًا "أول معسكر لي كان في "تكساس |
Bizimle burada, Birinci Sınıf'taydı. | Open Subtitles | كان في الاعلى هنا معنا في البداية |
O her kimse, bu akşam Lost Woods'taydı. | Open Subtitles | مهما تكن هذه , فإنها هي من كان في منتجع "الغابات الضائعة " الليلة |
Eşinin cesedinin o dağda bulunmasından üç gün önce,.. ...müvekkilim New Orleans'taydı. | Open Subtitles | موكلي كان في (نيو أورليانز) قبل أن يتم اكتشاف جثة زوجته بثلاثة أيام في ذلك الجبل |
Vegas'taydı. Ceasar's Palace'ta. | Open Subtitles | كان في فيجاس، فندق سيزر بالاس |
Beni nereye gönderdiklerini görmedin. O yer berbattı. Utah'taydı. | Open Subtitles | "اقصد المكان كان مخيف كان في "يوتاه |
Baba, gecenin çok geç bir saatinde Central Park'taydı. | Open Subtitles | أبي، لقد كان في (سنترال بارك) في وقتٍ مُتأخر للغاية من الليل. |
Ama Howard Las Vegas'taydı. | Open Subtitles | لكن هوارد كان في لاس فيغاس. |
Evet ama mavi el damgalı adam Los Angeles'taydı, değil mi? | Open Subtitles | أجل، لكن الرجل الذي كان عليه اليد الزرقاء كان في (لوس أنجلوس)، حسناً؟ |
Tamam, şöyle söyleyeceğiz. Evet, Irak'taydı ve hepimiz yaptığı bu fedakârlık için minnettarız. | Open Subtitles | أجل، كان في (العراق)، ونحن جميعاً شاكرين تضحيته |
Jérôme Novick de Mérancourt'taydı. | Open Subtitles | جيروم نوفاك كان في ميرانكورت |
Annesi dönüştü. Dün gece Red Hook'taydı. Bize saldırdı. | Open Subtitles | لقد تحولتْ أمّهُ, وتمكنت من الدخولِ إلى "ريد هوك" ليلة البارحة |