Anne ve çocuğa geçmeden önce asıl tehdidi ortadan kaldır. | Open Subtitles | التخلص من التهديد الرئيسي قبل الإنتقال إلى الأم و الطفل |
Daha da iyisi, uyanık, aşağı yapar olduğunu çok daha kolay tehdidi ortadan kaldırmak için. | Open Subtitles | و الأفضل ، لقد ابتعد مراقبهم و هذا يجعل الأمر أسهل كي نستأصل التهديد |
Ne çalışırken bir tehdidi ortadan kaldırmak, varsa, aslında bir canavar yaratıyor? | Open Subtitles | ماذا لو ، بمحاولة اسئصال التهديد نحن نخلق وحشاً ؟ |
Ani saldırılarda, saldırgan önce en büyük tehdidi ortadan kaldırır. | Open Subtitles | حسنا ، كيف عرفت ذلك؟ المُهَاجِم على حين غرة يتخلص من التهديد الأكبر أولا |
Bu tehdidi ortadan kaldırmak için bir yol bulana kadar ülkeyi yeni bir saldırı için riske atıyoruz demektir. | Open Subtitles | فحتى نجد وسيلةً أخرى لاحتواء هذا التهديد إننا نخاطر بهجومٍ اَخر على هذه البلاد |
Seni koruyup tehdidi ortadan kaldırmak için sopayı aldım. | Open Subtitles | ذهبتُ لجلب المضرب لحمايتكِ للقضاء على التهديد. |
Terör saldırısı tehdidi ortadan kalktı. | Open Subtitles | حسنا,التهديد الفورى من الهجمه الارهابيه قد انتهى |
Bu tehdidi ortadan kaldırana kadar birlikte çalışmamız gerekiyor. | Open Subtitles | اسمعي، حتى نقضي على ذلك التهديد علينا أن نعمل سوياً |
Ve bence bu tehdidi ortadan kaldırma zamanı geldi. | Open Subtitles | وأنا أعتقد أنه حان الوقت لنقضي على ذلك التهديد. |
Ve bence bu tehdidi ortadan kaldırma zamanı geldi. | Open Subtitles | و أعتقد أنه الوقت المناسب لإزالة هذا التهديد |
Yaşam tarzımıza karşı bu tehdidi ortadan kaldırıncaya kadar. | Open Subtitles | حتى في أراضيهم حتى نقضي على هذا التهديد لمنهجنا في الحياة |
Ancak şimdi, Protogen İstasyonu'nu ele geçirince tehdidi ortadan kaldırdığımıza inanıyoruz. | Open Subtitles | ولكن الآن، نحن على يقين اننا دمرنا ذلك التهديد عندما سيطرنا على محطة بروتجن |
Protogen İstasyonu'nu ele geçirince tehdidi ortadan kaldırdığımıza inanıyoruz. | Open Subtitles | نحن على يقين بأننا قضينا على التهديد عندما استولينا على محطة بروتوجن |
- Bu tehdidi ortadan kaldırmak için 24 saatten az zamanımız var. - Peki ya Stoller? | Open Subtitles | لدينا أقل من 24 ساعة لإزاحة هذا التهديد - أي أخبار عن " ستولير " ؟ |
Anlaşmaya beş saatimiz var. Eğer bu insanları bulmak ve tehdidi ortadan kaldırmak istiyorsak, | Open Subtitles | أمامنا 5 ساعات للاستجابة اذا كنا ننوى إيقاف هذا التهديد... |
Eddie'yi saklayacak bir yer ayarlar ve tehdidi ortadan kaldırmanın da başka bir yolunu bulmaya çalışırız. | Open Subtitles | سنجد مجان جيد لنخبئ "ايدي", ونعمل على طريقه اخرى لإبعاد التهديد |
Ne olursa olsun, bu tehdidi ortadan kaldırmak için tapınak şövalyeleri daha gaddar metotlar kullandılar. | Open Subtitles | مصممة لتحييد هذا التهديد بأي وسيلة |
- Güvenlik tehdidi ortadan kaldır. | Open Subtitles | -هيا -الآمن ، أبعد التهديد ، أبعد التهديد ، أنذار أحمر |
Adamın topluma olan tehdidi ortadan kalkmayacak demek istiyorsun. | Open Subtitles | مغزاك أنه بحالة إنتهاء التهديد |
Hicks gibi adamlar Henry'nin FBI'la konuştuğunu öğrendiğinde imparatorluğunu korumak için her şeyi yapar ve tehdidi ortadan kaldırır. | Open Subtitles | إن اعتقد رجل كـ(هيكس) أن (هنري) كان يتحدث إلى المباحث الفيدرالية، لن يوقفه شيء لحماية إمبراطوريته ويتخلص من التهديد |