Silah tehdidiyle iyilik istemek gibi hayli kaba bir alışkanlığın olduğunu sana söyleyen olmadı mı hiç? | Open Subtitles | الم يذكر لك احد عادتك السيئة لطلب المعونة تحت تهديد السلاح؟ |
Belki de büyük resim... sivillerin on yıl boyunca bomba tehdidiyle yaşadığıdır. | Open Subtitles | لربما كانت الصورة الكاملة في منطقة الحدود يعيش هؤلاء المدنيين تحت تهديد هجمات القنابل هذه. لعقد من الزمان. |
Kendi isteğinizle veya acı ve ölüm tehdidiyle gelmiş olsanız da şu an birlikte vakit geçirmemiz önemli. | Open Subtitles | سواء تحت تهديد الألم أو الموت أو بمحض إرادتكم، من المهم أن نقضي هذا الوقت معا. |
Üniformayı görüp hapse tıkılma tehdidiyle karşı karşıya kalınca bu çıtır genç yavrular teklif edeceğim her türlü alternatifi hevesle kabul ediyorlar. | Open Subtitles | نظره واحدة على زيي الرسمي بجانب التهديد بالحبس هو كل ما يتطلبه الامر ليصبحوا خاضعين لي فتوافق بحماس على أي بديل |
Hava tehdidiyle başa çıkmanın bir yolunu buluruz. | Open Subtitles | سنجد طريقة للتعامل مع التهديد الجوي. |
Ahbap, bizi hep bu tavşanı öldürme tehdidiyle susturuyor ama merak ediyorum... —...acaba gerçekten öldürür mü? | Open Subtitles | تحاول دائماً إسكاتنا بالتهديد بقتل ذلك الأرنب ــ لكن أتسائل إن كانت ستفعل ذلك يوماً ــ ستفعل ذلك يا رجل، ستفعل ذلك |
Hayır, bence çöküntü Big Tobacco'nun dava açma tehdidiyle başladı. | Open Subtitles | انا أفترض أن الإنهيار يبدأ بالتهديد بالتقاضي من شركات التبغ الكبرى |
Bu akşam polis olay yerine ulaştığında adı ve soyadı aynı harfle başlayan genç bir kızı silah tehdidiyle alıkoyuyordu. | Open Subtitles | عندما وصلت الشرطة لمكان الحادث هذا المساء لقد كان يحتجز سيدة شابة تحت تهديد السلاح سيدة شابة و التي أول حرفين من إسمها يتشابهان |
Dört çocuğu, silah tehdidiyle elinde tutuyor. | Open Subtitles | هناك طفلة رهن الإحتجاز تحت تهديد السلاح |
Biz, oradan seni silah tehdidiyle alacağız. | Open Subtitles | " نحن سوف نأخذك معنا تحت تهديد السلاح ." |
Bugün tarihimizin en büyük tehdidiyle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | الآن نحن نواجه أكبر تهديد في تاريخنا. |
Silah tehdidiyle kontrolü aldı." | Open Subtitles | "وسيطرت عليها تحت تهديد السلاح." |
Ve Kâhin'le veya yüz yüze olduğumuz bu Hydra tehdidiyle hiçbir ilgim yok. | Open Subtitles | وليست لديّ أية علاقة بـ"المتبصر" أو تهديد (هايدر) هذا الذي يواجهنا |
Amacı, Anayasa değişikliği tehdidiyle İsyancıları teslimiyete zorlamak. | Open Subtitles | "إنه يستغل التهديد بـ"التعديل ليخيف المتمردين ويجبرهم على الأستسلام فوراً |
Muhtemel hapis cezası tehdidiyle, iki federal ajanı ulusal güvenlik sırlarını açıklamaya zorladın. | Open Subtitles | تحت التهديد بالحبس لقد خالفوا طلبي |
Uykusundan Nazi tehdidiyle uyandı | Open Subtitles | لقد وعى جيّداً بخطورة التهديد النازي |
Yondu beni kaçıran dövüşmeyi öğrenebilmem için canıma okuyan ve beni yiyeceği tehdidiyle korkutan adamdı. | Open Subtitles | كان يوندو هو الرجل الذي اختطفني... ركل حماقة من لي حتى أتمكن من تعلم القتال... وأبقيني في الرعب من خلال التهديد بأكل لي. |
"...güçle, yada güç tehdidiyle, kimse o şahsı inkar edemezdi..." | Open Subtitles | بالقوة أو بالتهديد القوة، بإمكانة نكران رجل... |
Savunmanın tek korkusu Bay Bishop'un sorgulanma tehdidiyle karşı karşıya kalması sonucunda yasadışı fonlarını geri çekeceğidir. | Open Subtitles | وهذا ما يخشاه محامي الدفاع فقط لأن السيد (بيشوب) سيسحب أمواله غير المشروعة إذا شعر بالتهديد في الإستجواب |
Savunmanın tek korkusu Bay Bishop'un sorgulanma tehdidiyle karşı karşıya kalması sonucunda yasadışı fonlarını geri çekeceğidir. | Open Subtitles | وهذا ما يخشاه محامي الدفاع فقط لأن السيد (بيشوب) سيسحب أمواله غير المشروعة إذا شعر بالتهديد في الإستجواب |