Dijital Dünya Zamanı öğütür ve kanımca, böyle yaparak, tehdit ettiği şey özbenliğimizin bütünlüğüdür. | TED | العالم الرقمي يفكك الوقت، وفي قيامها بذلك، أود أن اقترح أن ما كان يهدد هو الكمال لأنفسنا. |
Bir insanın çocuklarını tehdit ettiği için birini öldürmek istemesi deli olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | ليس مجنونًا من يحاول قتل أحد يهدد أبناءه. |
FBI bugün Bishop'un Cary'i tehdit ettiği bir ses kaydı dinletti. | Open Subtitles | شغل لنا المباحث الفدرالية تسجيلاً هذا الصباح (لـ(بيشوب) وهو يهدد (كاري |
Bir avukata gittiğini seni tehdit ettiği bir cinsel taciz davası açmaya hazırlandığını doğrulayacaklar, bu yüzden sen de kendini korumak için aldığı silahla onu vurdun silahı kendine doğrultmadan önce. | Open Subtitles | سيتأكدون من أنها ذهبت لمحامي وأعدت دعوى قضائية للتحرش الجنسي والتي هددتك بها فأطلقت النار عليها |
Ali'nin seni tehdit ettiği videoları biliyorsun? | Open Subtitles | أتذكرين ذلك الفيديو الذي هددتك آلي به ؟ |
Tek bildiğim, patronunun onu çölün ortasına götürüp tüm ailesini öldürmekle tehdit ettiği. | Open Subtitles | ما أعرفه هو أنه أخبرني بأن رئيسك أخذه في الصحراء و هدده بقتل جميع أفراد عائلته |
Ve babası onu üniversiteye gitmeden önce uçakta onu tehdit ettiği zaman | Open Subtitles | بواسطة أبيه و هدده على متن طائرة |
Onu da tehdit ettiği içindir. | Open Subtitles | - إنها لن تتحدث أيضاً - هذا بسبب أنه ربما يقوم بتهديدها |
- Seni tehdit ettiği için bekletiyorsun. - Aynen öyle yapıyorum. | Open Subtitles | أنت تؤخرها لأنه يهدد بمقاضاتك - أنت محق، صحيح - |
Bana Fransa ordusunun Napoli'yi tehdit ettiği söylendi, Kutsal Şehir Roma'yı değil. | Open Subtitles | قيل لي أن الجيش الفرنسي (يهدد (نابولي وليس مدينة (روما) المقدسة |
- Lew Ayres'ı öldürmekle tehdit ettiği zaman... | Open Subtitles | -عندما يهدد بقتل (ليو آيرس )... |
Onlara, seni tehdit ettiği için telefonundakileri sildiğini söyleyebilirsin. | Open Subtitles | كلا بأستطاعتك اخبارهم انك مسحت هاتفها , لانها هددتك ! |
- Bunu öldürmekle tehdit ettiği adama söyle. | Open Subtitles | قولي ذلك للرجل الذي هدده بالقتل |
Sevgili Thomas, Norfolk ısırmakla tehdit ettiği zaman, gitme zamanı gelmiş demektir. | Open Subtitles | ابتهج ثوماس، حين هدده نورفولك بأن يعضه... حان وقت الذهاب... |
Hani şu tehdit ettiği. | Open Subtitles | تلك التي يقوم فيها بتهديدها |