Bunun yerine, erkekler kabararak olabildiğince tehditkar görünür sonra öfkeli renk ve şekil gösterileriyle savaşmaya hazır olduklarını belli ederler. | Open Subtitles | بدلا من ذلك ، الذكور ينفخون أنفسهم مع نظرة تهديد قدر الإمكان ثم تتصل رغبتهم للمحاربة بعروض ألوان ونمط غاضبة |
Hayat devam eder. Diyelim ki bazı ana diller sıradan Amerikalılar için biraz tehditkar olabilir, değil mi? | TED | من الحظ , أن بعض اللغات ممن الممكن أن تحمل لهجة تهديد أكثر من اللهجة الطبيعية الأمريكية , أليس كذلك ؟ |
Eski bir travma. Tek bir muzdan daha tehditkar bir şey. | Open Subtitles | صدمةٌ سابقة، شيءٌ ما أكثر من تهديد الموز فقط |
İnanılmaz tehditkar. O etrafımdayken hayatım tehlikede. | Open Subtitles | بل، تشكّل تهديداً عظيماً حياتي في خطر مستمرّ عندما تكون في الجوار |
Muhtemelen ona tehditkâr bir şekilde yaklaşmıştır. | Open Subtitles | من المحتمل أنه إقترب منه بما تبدو عليه كأسلوب بالتهديد |
Burada dur ve tehditkâr bakışlar at. - Ne? | Open Subtitles | قف هنا وأنظر له مهدداً |
tehditkar ve korkutucu, köpekbalığı on yıldan fazla süredir tehditkar ve korkutucu olarak geziyor. | Open Subtitles | مهدد و مرعب القرش يهدد و يرعب منذ ما يقارب العقد |
Polislerden birini yeni atadığımda kızgın oluyor, tehditkar davranıyor ama ben önceden hiçbir şey duymuyorum. | Open Subtitles | عندما أعدت تكليف أحد الضباط غضب وهددني.. ليس بالشيء الجديد. |
Onun telefonuna tehditkar mesajlar bırakmışsın. | Open Subtitles | لقد تركتي رسائل تهديد في جهازها الرد الآلي |
Telefonuna tehditkar mesajlar bıraktım. Sebebim vardı. | Open Subtitles | لقد تركت رسائل تهديد في جهاز الرد الالي الخاص بها لقد كان لدي دافع |
Cesedi sen buldun, tehditkar mesajları sen bıraktın sebebin de vardı. | Open Subtitles | انتِ وجدت الجثة انتِ قمتي بمكالمات تهديد |
Bir çocuk bakıcısı tehditkar bir telefon alıyor. | Open Subtitles | خادمة تتلقى مكالمات تهديد هاتفية |
Bir çocuk bakıcısı tehditkar bir telefon alıyor. | Open Subtitles | خادمة تتلقى مكالمات تهديد هاتفية |
Sosyal ortamlar, tehditkar olmayan yerlere gitmelisin. | Open Subtitles | مكان اجتماعي آمن لا يوجد فيه تهديد |
Kendisini hırsızlıkla suçlayan tehditkar sesli mesajlar almış. | Open Subtitles | أنه يتلقى تهديداً برسالةٍ صوتية منك.. تتهمه بالسرقة. |
- Pek çok kadın beni tehditkar buluyor. | Open Subtitles | العديد من النساء يجدنني تهديداً |
Emma'da fark ettiğim şeylerden biri, tehditkâr bir hava. | Open Subtitles | أمر أخر لاحظته على (إيما) وهو الإحساس بالتهديد |
Bu kesinlikle anlaşılabilir. Çok tehditkâr bir şey. | Open Subtitles | هذا مفهوم، إشعار بالتهديد |
- Dikil burada ve tehditkâr görün. | Open Subtitles | ماذا ؟ - قف هنا وأنظر له مهدداً - |
Hayır Peter, "tehditkâr" diyorum, sen çocuğun dayak yemiş gibi bakıyorsun. | Open Subtitles | لا، (بيتر)... مهدداً تبدو وكأن أبنك تم ضربه |
Yaşlı biri, daha masum ve daha az tehditkar görünür ki bu da kadının, kesinlikle bir iş çevirdiğini gösterir. | Open Subtitles | فلماذا قناع لرجل عجوز ؟ شخص أكبر قد يبدوا أكثر براءة وغير مهدد مما يجعلك تصدق |
- İçeri girerken bir çocuk tehditkar bir biçimde bana baktı. | Open Subtitles | -عندما دخلت نظر فتى إليّ وهددني . -ومن ثم؟ |
Peki, ya tehditkar paket ne olacak? | Open Subtitles | ... ماذا بخصوص التهديد بإستخدام الطرد البريدي |
Dün akşam 9:10'da Johnny Kane'e neden tehditkâr bir mail gönderdiğini açıka. | Open Subtitles | هل تهتم لتفسير سبب إرسالك رسالة تهديدية إلى (جوني كين) ؟ بالأمس في الـ9: 10 صباحاً ؟ |