ويكيبيديا

    "tehditten" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • التهديد
        
    • تهديد
        
    • التهديدات
        
    • بالتهديد
        
    Uzay zaferlerinin politikada sonunda nükleer bombası olan nükleerler kulübünden gelen bir tehditten daha önemli olduğunun farkına varmıştı. Open Subtitles فقد أدرك أن إنتصارات الفضاء هذه يمكن إستغلالها بشكل أكثر فاعلية في مجال السياسة من مجرد التهديد بقنبلة نووية
    Bu onu üç gece uyutmamış. Not veya tehditten değil. Open Subtitles أبقته يقظاً لثلاثة ليالي لم يكن السبب الملاحظة أو التهديد
    Kuzeylilerin hepsi yüzünü kuzeye çevirdi Duvar'ın ötesindeki tehditten korkuyorlar. Open Subtitles الشّماليون يواجهون الشّمال جميعاً، قلقون حول التهديد من وراء الجدار.
    Sana ve ailene gelen bir tehditten sonra nasıl olur da bir polisi ve bir rahibi öldürebilir? Open Subtitles هل لديك أي فكرة لماذا تهديد لك ولعائلتك يتسبب فى مقتل شرطي وكاهن؟
    Büyük tehditten, küçük tehdite. Ne dediğimi şimdi anlıyor musunuz? Open Subtitles من تهديد أكبر إلى تهديد أصغر هل تفهم ماأعنيه؟
    Bizi kurtardıkları bir çok tehditten bir tanesi sadece. Open Subtitles ليس مجرد واحد من التهديدات هم أنقذونا منه
    Şu an için, halkın tehditten haberi bile yok. Open Subtitles حتى الان، فإن الشعب ليس لديه أي علم بالتهديد
    Öldürmek ve tehditten başka ikna yolları da vardır bayım. Open Subtitles هناك طرق كثيرة للأقناع بجانب القتل و التهديد بالقتل,
    Bu tehditten ilk ve son kez kurtulma zamanı geldi. Open Subtitles حان الوقت لأتخلص من هذا التهديد الآن وللأبد
    Halkın biyolojik tehditten haberdar olmaması gerekiyor. Open Subtitles لا يريد أن يعرف العامة بأمر التهديد البيولوجى
    Halkın biyolojik tehditten haberdar olmaması gerekiyor. Open Subtitles لا يريد أن يعرف العامة بأمر التهديد البيولوجى
    Hayır atamazsınız ve açıkçası bu tehditten biraz sıkılmaya başladım. Open Subtitles وبصراحة، أصبحت أشمئز قليلاً من ذلك التهديد
    Ezberden okuduğu o küçük tehditten mi bahsediyorsun? Open Subtitles هل تتحدث عن ذلك التهديد المُسهب، الذي قالته هناك؟
    Kızkardeşyine gelen bir tehditten yola çıkarak ailenin güvenli bir eve taşınması için emir verdin. Open Subtitles لقد أصدرتَ أمراً بنقل عائلتك لمنزل آمن بناء على التهديد الذى صدر لإبنتك.
    Adamın tehditten vukuatı var. Open Subtitles كان رجلاً سمعته سيئة بما في ذلك إدانته بجنحة التهديد بقصد الإعتداء
    ve gücün olmadan da tehditten başka birşey olamazsın. Open Subtitles بسبب ما إنتِ عليه ، وبدون قوة أنتِ لاشىء ولكن تهديد.
    Bu bir tehditten daha korkutucuydu. Open Subtitles كانت لهجته مخيفة واكثر من كونها مجرد تهديد
    Yani emniyet güçlerinden birinin kapıda belirmesi tehditten çok rahatlama sağlıyordur. Open Subtitles إذا أحد ما من مطبقين القانون يظهر على الباب الأمامي قد يكون مشهد ترحيب بدلا من أن يكون تهديد
    - Blink Drive olsa bile onlar için tehditten çok, bir sıkıntıyız. Open Subtitles حتى مع محرك وميض، ونحن أكثر من الانزعاج من تهديد لهم.
    Onca nefret söylemi ve tehditten sonra, şimdi de barış vaat ediyor. Open Subtitles بعد الكثير من الكراهية و التهديدات ! و الآن هو يعرض السلام
    Kelimenin tam anlamıyla derimizin altına nüfuz eden ve fizyolojimizi değiştiren, çok şiddetli ve yaygın bir tehditten söz ediyorum: İstismar veya ihmal edilme gibi şeylerden veya akıl hastalığı veya madde bağımlılığının pençesindeki ebeveynlerden. TED أنا أتكلم عن التهديدات التي كثرت حدّتها وانتشارها التي تتوغّل داخل جلدنا وتغير وظائف أعضاء جسمنا أشياء مثل سوء المعاملة والإهمال أو النشوء داخل بيت يكافح فيه أحد الوالدين ضدّ مرض عقلي أو إدمان المخدّرات
    Bu zirve ile ilgili tehditten haberimiz var. Gerekli bütün önlemleri aldık. Open Subtitles نحن على وعي بالتهديد على الاجتماع لقد قمنا بالإجرات الازمه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد