Kimse 50 kiloluk mal için bir uçağıyla pilotunu tehlikeye atmaz. | Open Subtitles | لا أحد يخاطر بطائرة وطيار إزاء 50 كيلو لنبحث عن بقيتها |
Hiçbir şövalye yüksek bir tehditle karşı karşıya kalmadığı sürece kimliğini ve kılıcını tehlikeye atmaz. | Open Subtitles | المرء لا يخاطر بعقوبته أو موته مقابل أقتراضهخوذةً، ما لم تكنالمخاطركبيرة. |
En iyi dostunu reçete defterini çalıp kariyerini tehlikeye atmaz. | Open Subtitles | لن يشرق دفتر أعز أصدقائه و يخاطر بوظيفته |
En iyi dostunu reçete defterini çalıp kariyerini tehlikeye atmaz. | Open Subtitles | لن يشرق دفتر أعز أصدقائه و يخاطر بوظيفته |
Bulunduğumuz noktaya dişimizle, tırnağımızla geldik. tehlikeye atmaz. | Open Subtitles | كافحنا لنبلغ هذه المنزلة ولن يخاطر بذلك أبداً |
Bir beyefendi asla bir hanımefendinin itibarını tehlikeye atmaz. | Open Subtitles | وهو جدا قلق بخصوص صحتها الرجل المحترم لن يخاطر بسمعة سيدة |
Gerçek erkek bir kız için hayatını tehlikeye atmaz. | Open Subtitles | لأنّ الرجل الحقيقي لن يخاطر بحياته لأجل فتاة |
Jack, sırf intikam için operasyonu tehlikeye atmaz. | Open Subtitles | (جاك) لن يخاطر بهذه العملية ليحصل على الانتقام فحسب |
Ama Nusrat'ın hayatını tehlikeye atmaz herhalde. | Open Subtitles | لكنّه لن يخاطر بحياة (نصرت). |