ويكيبيديا

    "tehlikeyle" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الخطر
        
    • خطراً
        
    • الأخطار
        
    • بخطر
        
    Kavga ederken beni aerodinamik hale getiriyor. tehlikeyle baş edebiliyorum. Open Subtitles هذا يجعلني سريع الحركة عندما أقاتل يمكنني التعامل مع الخطر
    Sizi korkutucu tehlike ile ilgili uyarmaya geldim, gezegeniniz tehlikeyle karşı karşıya, çok ciddi bir tehlikeyle. Open Subtitles جئت الى هنا لتحذيركم قبل أن يتم تهديد الخطر ، كوكبم يواجه خطر ، خطر كبير جدا.
    bu nedenle tehlikeyle karşılaştığında otomatikman saldırganca tepki verir. Open Subtitles لذا يتصرف في مواجهة الخطر تلقائيا وبلا هوادة
    Dünyamız geçmişinde asla tecrübe etmediği bir tehlikeyle karşı karşıya. Open Subtitles عالمنا قد ما لا يكون واجه خطراً أكبر مما نحن فيه اليوم
    - O halde daha bir sürü tehlikeyle karşı karşıya kalabiliriz. Open Subtitles عندها ربما هناك بعض الأخطار لاتزال أمامنا
    Çünkü tarihin o dönemi riske girilemeyecek kadar çok tehlikeyle dolu. Open Subtitles لأن تلك الفترة من الزمن مفعمة بخطر أكبر من طاقتي للمجازفة
    Geçen defa tehlikeyle ilgili çocukluk meraklarından bahsetmiştik. Open Subtitles كما تعلمون، نحن تكلمنا آخر مرة حول افتتن الطفولة مع الخطر.
    Daha sonra bunun tehlikeyle karşı karşıya gelmeyi, bir anlamıyla macerayı ve insanların doğrudan duygularını hissetmeyi Open Subtitles والمهنة محفوفة بالمخاطر كلن بها مغامرة ومواجهة الخطر
    Ölümcül tehlikeyle yüz yüzeyken gösterdikleri cesaret için, ben bu vesileyle Simon Coombs ve Jay Felger'in her birini Hava Kuvvetleri Sivil Kahramanlık Madalyası ile ödüllendiriyorum. Open Subtitles لشجاعتهم على مواجهة الخطر المميت أمنح لكل من سيمون كومبس و جاي فيلجر مكافأة القوات الجوية للشجاعة
    Belki de tehlikeyle mücadele etmek yerine onu kullanırız. Open Subtitles ربما ينبغي علينا أن نجرب استغلال الخطر بدلاً من محاربته
    Ama su kenarında sayıları artmaya devam ediyor ve sonunda tehlikeyle hepsi birden yüzleşiyor. Open Subtitles لكن تستمرّ الأعداد بالتزايد عند حافّة النهر وفي النهاية، يواجهون الخطر سويّة
    Sen bizim için büyük bir tehlikeyle yüz yüze geldin. Open Subtitles لقد خاطرت بحياتك من أجلنا وواجهت الخطر بدون خوف
    Ne yani, sadece sahte tehlikeyle mi başa çıkabilirim? Open Subtitles وأنا فقط أستطيع التعامل مع الخطر المزيف؟
    Ne yani, sadece sahte tehlikeyle mi başa çıkabilirim? Open Subtitles وأنا فقط أستطيع التعامل مع الخطر المزيف؟
    Gerçek savaşçılar, gerçek tehlikeyle yüzleşir. Open Subtitles المحاربون الحقيقيون هم من يواجهون الخطر الحقيقي
    Bu kadar çabuk böylesine bir tehlikeyle karşılaşacaklarını sanmıyordum. Open Subtitles لكنني لم اظنَ ابداً انهم سيواجهونَ هذا النوعَ من الخطر ، ليسَ بهذه العجلة
    Bugün tehlikeyle yüz yüze gelip zaferle ayrıldık, Anthony. Open Subtitles لقد واجهنا الخطر اليوم ، انثوني وخرجنامنتصرين.
    Fenerler sizleri buraya uygunsuz bir şekilde çağırdım çünkü benzeri görülmemiş bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Open Subtitles أيّها الفوانيس، طلبتكم لهذا الاجتماع الغير مسبوق، لأننا نواجه خطراً غير مسبوق.
    Fenerler sizleri buraya uygunsuz bir şekilde çağırdım çünkü benzeri görülmemiş bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Open Subtitles أيّها الفوانيس، طلبتكم لهذا الاجتماع الغير مسبوق، لأننا نواجه خطراً غير مسبوق.
    Nasıl bir tehlikeyle karşılaşabileceğimizi bilmiyoruz. Open Subtitles كوني قريبة ًمني, "ويبي" فلا نعرف ماهية الأخطار التي يمكن أن نقابلها
    Faysal aynı zamanda dışarıdan, iki tehlikeyle karşı karşıyaydı. Open Subtitles اصطدم فيصل أيضاً بخطر خارجي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد