ويكيبيديا

    "tek şey şu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الشيء الوحيد الذي
        
    Kendimi daha iyi hissettiren tek şey şu döşemenin soğukluğu. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يجعلني أشعر بتحسن هو هدوء المكان
    Bunu daha iyi yapabilecek tek şey şu seksi şeyle takılmak olurdu. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي سيجعل ذلك أفضل.. هي أن تقدّم مع ذلك الطبق المبهّر هناك..
    Bazen düşünüyorum da devam etmemi sağlayan tek şey şu kocaman gülümsemelerin. Open Subtitles أحيانا أعتقد ان ابتسامتك هى الشيء الوحيد الذي يجعلني انسى همومى
    Bu gezegende güzel görünen tek şey şu muzlar. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يبدو جيداً في هذا الكوكب الغبي هو الموز
    Yapabileceğime biraz da olsa inancım olan tek şey şu aracı bulmak. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي لديّ نصف فرصة هو العثور على السيارة
    Müzik beni tutan tek şey şu anda, Open Subtitles نعم، تلك الفتاة مجنونة جدا. الموسيقى هي الشيء الوحيد الذي أمتلكه الآن،
    Tüm o süre boyunca senden aldığım tek şey şu mektuptu. Open Subtitles وفي كل ذلك الوقت. تلك الرسالة كانت الشيء الوحيد الذي حصلت عليها منك.
    - İşkence mi? İşkence yapmak istediğim tek şey şu belalı ayak mantarları. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي أود تعذيبه هو هذا الطفح المزعج في قدمي
    Aklıma gelen tek şey şu, projeyle ilgili parola izni için direk Adalet Bakanlığı'na başvurabilirsin. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يمكنني التفكير به يجب أن تقدم طلبًا مباشرًا لوزارة العدل
    Olacak tek şey şu ki seni her gün ve her gün daha çok seveceğim. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي سوف يحدث.. هو أنني سأحبّك أكثر وأكثر.
    Kalben doğru olduğuna inandığım tek şey şu: Open Subtitles الشيء الوحيد الذي أعلمه و هو راسخ في قلبي
    Önemli olan tek şey şu şey sıfırlanmadan buraya dönmeniz. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يهم هو نجاحكم بالعودة إلى هنا قبل أن يصل هذا إلى الصفر
    Eğer hayalim ile arasında duran tek şey şu silahlı ve düşük IQ'lu mağra adamıysa bahsi kendimden tarafa oynayacağım. Open Subtitles إن كان الشيء الوحيد الذي يقف في طريق حلمي هو إنسان متمدّن و سلاح، تباً، سأجعل احتمالات اللعب لصالحي
    Onları hayatta tutacak tek şey şu anda bir metrelik karın altında gömülü. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يبقيهم أحياء مدفون تحتهم بـ 900 سم
    Ama gerçek şu ki aklından geçen tek şey şu oluyor... Open Subtitles ... لكن الحقيقة هي الشيء الوحيد الذي ستفكر فيه حينها
    Bilmen gereken tek şey şu. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي عليك أن تعرف
    Ama bilmeniz gereken tek şey şu: Open Subtitles لكن الشيء الوحيد الذي تحتاج معرفته
    Söyleyebileceğim tek şey şu anda Ben'le kavgalı olsak bile Ben'le Paul Conrad birbirlerine hiç benzemiyorlar. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يمكنني قوله هو حتى مع أنني و (بين) في شجار حالياً هو و (بول كونراد) ليس لديهما شيءٌ مشترك.
    Bak Marlene, sana buraya Brooklyn'den taşındığımı Kore'de savaştığımı, üç kardeşim olduğunu falan da söyleyebilirim ama hakkımda gerçekten bilmen gereken tek şey şu an pantolonumun içinde. Open Subtitles انظري يا (مارلين), بإمكاني اخباركِ (أنني انتقلت إلى هنا من (بروكلين قاتلت في حرب كوريا لدي 3 اخوان لكن الشيء الوحيد الذي تريدين حقاً معرفته عني

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد