Benim Tek duyduğum, "bla, bla, bla bilim, bla, büyük kelimesi." | Open Subtitles | كل ما سمعته هو، ثرثرة، ثرثرة، ثرثرة، علميات، ثرثرة، كلمة كبيرة. |
Ama Tek duyduğum iki taraflı konuşma ve kılıf uydurmaydı. | Open Subtitles | لكن كل ما سمعته هو كثير من الكلمات القانونية المخادعة والتبرير |
Siz korkaklardan Tek duyduğum ne kadar fakir olduğunuz. | Open Subtitles | كل ما أسمعه منكم أيها الجبناء الضعفاء هو كم أنتم فقراء |
- Tek duyduğum senin nefes alışın. - Kalp krizi mi geçirmek üzeresin. | Open Subtitles | كل ما أسمعه هو تنفّسك, هل انت على وشك الإصابة بنوبة قلبية؟ |
Ve o günden sonra Tek duyduğum araba koltukları, bebek arabaları ve 10,000 dolarlık kreşlerdi. | Open Subtitles | ومنذ ذلك الحين لم أسمع سوى مقعد السيارة والعربة و10000 دولار مصاريف الدراسة |
Çocukken annemden Tek duyduğum şey: | Open Subtitles | عندما كنت أكبر , كل ما سمعت من أمي هو : |
Siz o sesi çıkarıyorsunuz, benim Tek duyduğum şey ise sevgi. | Open Subtitles | أنت تصدر كل هذا الضجيج وكل ما اسمعه منك هو الحب |
Altı yıldır Tek duyduğum şey gıcırtı sesi. | Open Subtitles | ست سنوات كان كل ماسمعته هو الصرير |
Odasından tek duyduğum: "Fez, çok ateşlisin." | Open Subtitles | كُلّ أَسْمعُ مِنْ غرفةِ نومه "أوه فاس، أنت مثير جداً "... |
Tanıklardan Tek duyduğum ipe sapa gelmez saçmalıklar. | Open Subtitles | كل ما سمعته من هولاء الشهود هو تناقض لا عقل فيه |
Neredeyse yirmi yıldır Tek duyduğum senin gibi bir eşe sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumdu. | Open Subtitles | .. طوال حوالي 20 سنة كل ما سمعته هو أنني محظوظة جداً لوجود رجل مثلك في حياتي |
Kuttner, Tek duyduğum cızırtılardı. Neler oldu? | Open Subtitles | كل ما سمعته منك يا كوتنر كان السكون، ماذا حصل؟ |
Tek duyduğum "falan filan Japonya. | Open Subtitles | بتقديم من برنامج باور بوينت لم أبدء به بعد كل ما سمعته هو بلاه بلاه اليابان بلاه بلاه |
Aptal uçaklar, Tek duyduğum şey kulaklarımın çınlaması. | Open Subtitles | خطط غبية كل ما أسمعه هو صوت الرنين في أذني |
Tek duyduğum dinlenmek istediği. | Open Subtitles | لا أتوقف أبداً كل ما أسمعه أنها تحتاج لفترة توقف |
"Cesur olduğunu sanıyorsun ama Tek duyduğum sızlanmalar ve kendine acıma." | Open Subtitles | "أعتقـد بأنك تملك الجرأة، لكن كل ما أسمعه هو أنيـن ورثـاء". |
Tek duyduğum şey parazitti. | Open Subtitles | لقد كنت على الأرض. لم أسمع سوى الوشوشة. |
Ne dediklerini bile anlamıyorum. Tek duyduğum gak gak. | Open Subtitles | لم أفهم حتى كلامهما لم أسمع سوى صريراً |
Üzgünüm ama Tek duyduğum "Bla, bla, ben pis bir aylağım." | Open Subtitles | آسفة فلم أسمع سوى"أنا قذرة" صحيح؟ |
Bir şeyler planlıyorlar, Tek duyduğum bu. | Open Subtitles | التخطيط لشىء ما هذا كل ما سمعت |
..ama benim Tek duyduğum Ben 'in popo kafalı olduğuydu. | Open Subtitles | ولكن كل ما سمعت هو أن بن ل قليلا من "رئيس براز براز." |
Tek duyduğum şey "Chardonnay" di. | Open Subtitles | ،كل ما سمعته هو صوت شربك للنبيذ مالذي حصل؟ |
Üzgünüm, Tek duyduğum ağzıma kadar gelen kalbimin küt küt atması. | Open Subtitles | ... ــ آسف كل ما اسمعه التوتر العصبي وقلبي في فمي |
Kolejde dört sene boyunca Tek duyduğum ses: | Open Subtitles | كل ماسمعته خلال 4 سنوات في الجامعة هو |
Benimse Tek duyduğum... | Open Subtitles | حَسناً، كُلّ أَسْمعُ... |