Ama aynı zamanda bir iş kurmak için çok uğraştım tek hedefi insanların en iyi hallerini ortaya çıkarmalarında, doğrularını savunmalarında ve hareketlerinin sorumluluklarını üstlenmelerinde yardımcı olmak olan bir iş. | Open Subtitles | ولكن أيضا بسبب ... أنني عملت بجد من أجل بناء هذا العمل عمل هدفه الوحيد |
Carlos bir devrimciden fazlasıydı ve Sanditaları devirmek onun tek hedefi değildi. " | Open Subtitles | "كان (كارلوس) ثوري بأكثر من طريقة" "وإسقاط ال(ساندينيستاس) لم يكن هدفه الوحيد" |
Bence sen, hayatındaki tek hedefi başkalarını da kendisi gibi sefil yapmak olan mutsuz bir insansın. | Open Subtitles | أظن انكِ انسانة غير سعيدة... هدفها الوحيد فى الحياة هو أن تجعل كل شخص يائس مثلها! |
Walt'la olmanın tek hedefi olamayacağını tatsız bir şekilde anlamıştı. | Open Subtitles | لقد كان إدراك غير مريح أن بقائها مع (والت) لم يكن هدفها الوحيد |