Uzun zamandır Tek istediğim şey beni sevmendi. Beni kabul etmendi. | Open Subtitles | لمدة طويلة كل ما أردته هو حبك لي و أن تتقبلني |
Bütün hayatım boyunca Tek istediğim şey seni güvende tutmaktı. | Open Subtitles | ، طوال حياتي كل ما أردته هو أن أجعلك آمنة |
Tek istediğim şey evlendiğimi zannettiğim adamın kendisi. | Open Subtitles | كل ما أريده هو الرجل الذي اعتقدت أنني تزوجته |
Bana kendimi suçlu hissettiriyorsun. Yapmayı Tek istediğim şey kendi başıma yazmak. | Open Subtitles | تجعلني أحس بالذنب كل ما أريد فعله هو تأليف الروايات بنفسي |
Tek istediğim şey onun gözlerinde , sesinde ve kokusunda kaybolmaktı. | Open Subtitles | وكل ما أردته هو أن أكون تائهاً في عيونها وصوتها ورائحتها |
Anne, bir dakika önce duyduğumdan beri Tek istediğim şey bu. | Open Subtitles | امي، هذا كل ما اردته دائماً. منذ ان سمعت عنه منذ دقيقة مضت. |
O kadar aile terapisi ve velayet savaşı verirken Tek istediğim şey onu geri alabilmekti. | Open Subtitles | كل أمر المعالجة الأسرية وقضية الحضانة تلك.. كل ما أردت فعله هو أعادته.. |
Tek istediğim şey, Paris'e gidip Silahşorlar'a katılmak. | Open Subtitles | كل ما اردته هو الوصول الى باريس والإنضمام الى الفرسان |
Tek istediğim şey, kolejli bir piliçle bu haftasonu yatmak. | Open Subtitles | كل ما اريده هو ان افرقع دجاجه من الكليه في هذه العطله |
...Tek istediğim şey; yanı başında olmak. | Open Subtitles | كلّ ما أريده هو أن أقف في مكان قريب منك |
Rafe, Tek istediğim şey seninle bir evimiz olması ve birlikte yaşlanmaktı. | Open Subtitles | ريف , كل ما أردته لنا أن نجتمع في بيت واحد حتي نصبح عجائز لكن قدري لم يكن كذلك |
Justin, ben... küçük bir kızken, Tek istediğim şey bir aileydi. | Open Subtitles | " جاستن" عندما كنت.. طفلة صغيرة كل ما أردته هو العائلة |
Tek istediğim şey beklentilerinin üzerinde yaşamaktı. | Open Subtitles | كل ما أردته أبدا كان هو الرُقي الى مستوى توقُعاتك. |
Çünkü Tek istediğim şey, birinin beni kollarına almasıydı. | Open Subtitles | لأن كل ما أردته هو أن يضمني أحدهم بين ذراعيه |
Tek istediğim şey yaptıklarını itiraf etmeleriydi ama etmediler. | Open Subtitles | ، كل ما أردته منهم هو الإعتراف ولكنهم لم يفعلوا |
Sizden Tek istediğim şey efendim, dünya 800 yıl önce yaratıldığından beri kurulmuş en büyük firmada tekrar çalışma imkanı. | Open Subtitles | كل ما أريده هو فرصة يا سيدي, لأعمل ثانية لأعظم مؤسسة وجدت على الإطلاق منذ خلق الأرض من 800 عام مضت |
Senin zarar görmeni istemem. Tek istediğim şey mesafe. | Open Subtitles | لا أريد أن أراك مجروحة كل ما أريده هو مسافة |
Tek istediğim şey hakikat bir kez olsun gerçeği söylemek. | Open Subtitles | كل ما أريده هو الحقيقة كاملة، الحقيقة تقال ولو لمرة واحدة كي أقول ما حدث بالفعل ... |
Ve doğruyu söylemek gerekirse... Şu anda Tek istediğim şey kim olduğumu hatırlamak, o kadar. | Open Subtitles | ولـ أكون صادقاً كل ما أريد فعله الآن هو تذكر من أنا |
Dinle, Tek istediğim şey, buradan olabildiğince uzaklaşıp bir daha geri dönmemek. | Open Subtitles | انظر كل ما أريد فعله هو الهروب من هنا ولا استطيع العودة أبدًا |
Tek istediğim şey Eyfel Kulesi'nin önünde romantik bir öpüşme fotoğrafı çekmekti ve çektim de. | Open Subtitles | وكل ما أردته هو صورة لقبلة رومانسية أمام برج إيفل ، والتي إلتقطتها بالفعل |
Fazladan günüm için Tek istediğim şey buydu. | Open Subtitles | هذا كل ما اردته ليومي المميز |
Tek istediğim şey, onlara yardım etmekti. | Open Subtitles | كل ما أردت فعله هو مساعدتهما |
Tek istediğim şey güzel bir polis işiydi. | Open Subtitles | كل ما اردته هو فرصة لاقوم بعمل شرطي جيد مرةً آخرى |
Az önce bir adamımı kaybettim Tek istediğim şey ise hemen buradan siktir olup gitmek! | Open Subtitles | لقد فقدت رجلا و كل ما اريده هوا الخروج من هذه الجهنم حالا! |
Tek istediğim şey; yanı başında olmak. | Open Subtitles | كلّ ما أريده هو أن أقف في مكان قريب منك |