Pek çok kadın ve çocuk var. Tek istedikleri yiyecek, Tanrı aşkına! | Open Subtitles | هناك الكثير من النساء و الأطفال بينهم، كل ما يريدونه هو الغذاء |
Pek çok kadın ve çocuk var. Tek istedikleri yiyecek, Tanrı aşkına! | Open Subtitles | هناك الكثير من النساء و الأطفال بينهم، كل ما يريدونه هو الغذاء |
Tek istedikleri kontrolü sağlamak ama sen Galler diyorsun. | Open Subtitles | كل ما يهمهم هو إبقاء الغطاء عليها، لكن... هذه (ويلز) من أجلك |
"Öz kardeşim bile değiller Tek istedikleri şey beni geride bırakmak, çok şeytanlar!" | Open Subtitles | أنهن لسن شقيقاتي، كل مايرغبن به هو الإطاحة بي، أنهم أشراراً. |
Tek istedikleri adamla beş dakika konuşmak. | Open Subtitles | كل مايريدونه هو التكلم مع هذا الفتي لخمس دقائق |
Umalım da Tek istedikleri Pirelli'yi öldürmek olsun. | Open Subtitles | دعنا فقط أمل ذلك Pirelli القاتل لا كُلّ يُريدونَ. |
Tek istedikleri ölümünmüş, öyle dediler. | Open Subtitles | لكنهم قالوا إنهم يريدونك ميتة. |
Tek istedikleri her şeyin nasıl işlediğini anlamak ve yaşamı ellerinden geldiğince deneyimlemektir. | TED | إنهم يريدون فقط أن يعلموا كيف تعمل تلك الأشياء ويجربوا أكبر قدر ممكن من الأشياء في الحياة. |
Tek istedikleri huzur içinde yaşamak. | Open Subtitles | الشعب، انهم يريدون فقط الحياة تعيش في سلام. |
Tek aşk ararlar ama Tek istedikleri kontrol etme | Open Subtitles | يقولون أنهم يريدون الحب الحقيقي لكن كل ما يريدونه هو قائمة برغباتهم |
Tek istedikleri yeteri kadar personel olması böylece kimse 15 saat vardiyadan sonra çalışmak zorunda kalmayacak. | Open Subtitles | لقد تبيّن أنّ كل ما يريدونه هو عدد كافٍ من العاملين حتّى لا يضطر أحدٌ أن يعمل أكثر من 15 ساعة مجددًا |
Bizimkiler emekli olduğundan beri Tek istedikleri paramı kumarda kaybetmek gibi görünüyor. | Open Subtitles | منذ تقاعد والداي يبدو أن كل ما يريدونه هو المقامرة بأموالي |
Tek istedikleri kızlarına sağ salim kavuşmak. | Open Subtitles | كل ما يريدونه هو عودة ابنتهما في افضل حال كما تركوها |
Sen bir aktör olarak açılmak Strinberg ile, O'Neill ile çalışmak istiyorsun ama Tek istedikleri "Rotamıza oturduk Kaptan." | Open Subtitles | ..يحاول الشخص أن يتوسّع كممثل (تمثل بدور (ستريندبيرغ) أو (أونيل :لكن كل ما يريدونه هو "اللعنة قادمة, يا كابتن" |
Tek istedikleri, senin ölü bir resmin. | Open Subtitles | كل ما يريدونه هو صورة لك... ...وانت ميـت. |
Tek istedikleri kontrolü sağlamak ama sen Galler diyorsun. | Open Subtitles | كل ما يهمهم هو إبقاء الغطاء عليها، لكن... هذه (ويلز) من أجلك ألا يريد العالم معرفة شأنها ؟ |
"Öz kardeşim bile değiller Tek istedikleri şey beni geride bırakmak çok şeytanlar." | Open Subtitles | أنهن لسن شقيقاتي، كل مايرغبن به هو الإطاحة بي، أنهم أشراراً. |
"Öz kardeşim bile değiller Tek istedikleri şey beni geride bırakmak çok şeytanlar." | Open Subtitles | أنهن لسن شقيقاتي، كل مايرغبن به هو الإطاحة بي، أنهم أشراراً. |
Sadece iyi bir şov çıkarmak istiyorlar, Tek istedikleri bu. | Open Subtitles | لابد ان تريهم مدى قوتك لان كل مايريدونه هو عرض جيد فقط |
Tek istedikleri kasadaki güvenli kutuların birinden bir şeyler almak. | Open Subtitles | كل مايريدونه هو أسترداد شيئاً ما من احدى صناديق الودائع التي في الخزنة |
Roma'dan Tek istedikleri topraklarını geri vermeniz. | Open Subtitles | كُلّ يُريدونَ مِنْ روما ظهرُ أرضُهم. |
Tek istedikleri bir şans daha, onlara bir şans daha verecek kişileri bekliyorlar, aynı şeyleri tekrar inşa etmek yerine daha iyisini yapacak kişileri bekliyorlar. | TED | إنهم يريدون فرصةً ثانيةً فقط، يريدون أن يمنحهم أحدهم فرصةً من جديد، لا لإعادة البناء فقط، لكن لبناء أفضل من ذي قبل. |
Tek istedikleri beslenmek olur. | Open Subtitles | انهم يريدون فقط أن يتغذوا. |