ويكيبيديا

    "tek nedeni" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • السبب الوحيد
        
    • والسبب الوحيد
        
    • سبب واحد
        
    • فقط بسبب
        
    • فقط لأنني
        
    • السبب وراء
        
    • وسبب
        
    • فقط لأن
        
    • فقط لأنك
        
    • الوحيد الذي يجعلني
        
    • السبب الرئيسي
        
    • السببُ الوحيدُ
        
    • الشئ الوحيد الذي
        
    • وسببي الوحيد
        
    • هل تخبرنى أننى
        
    Her gün o hastaneye gitmemin tek nedeni o hastalara önem veriyor olmam. Open Subtitles السبب الوحيد الذي يجعلني أعود للمشفى يوم بعد يوم لأنني أهتم بأمر المرضى
    Bu da eski dostumun hala canlı olmasının tek nedeni. Open Subtitles أعتقد أن هذا هو السبب الوحيد لبقاء صديقي العجوز حيا
    - Bilmiyorum. Ucuz. - Bize yardım etmenizin tek nedeni bu. Open Subtitles لا أدرى , غش هذا هو السبب الوحيد الذى جعلك تساعدينا
    - Şu anda yürüyebilmenin tek nedeni adını daha bugün duymuş olmam. Open Subtitles السبب الوحيد أنك قادر على السير هو أنني لم أعرفك قبل اليوم
    Biyonik bir gönüllü olmanın tek nedeni o araba kazası mıydı sence? Open Subtitles ..كيف انتي متاكدة ان السبب الوحيد انكي اصبحتي مساعدة الكتروينة بسبب حادث؟
    Onun burada olmasının tek nedeni bize yardım etmeyi seçmiş olması. Open Subtitles السبب الوحيد الذى جاء بها هنا هى رغبتها فى مساعدتنا نعم..
    O Çocuk senin yeteneklerin yüzünden ölebilirdi ve hayatta olmasının tek nedeni senin şefkatin ki bu seni korkutuyor. Open Subtitles هذا الفتى كان يمكن أن يموت بسبب قدرتك و السبب الوحيد انه حي هو بسبب طيبتك و هذا يخيفك
    Sayın Başkan, yüzyüze görüşmek istemesinin tek nedeni taleplerini önünüze sermek. Open Subtitles سيدتي الرئيسة، السبب الوحيد لطلبه لمقابلةٍ وجهاً لوجه هو لطرح طلباته
    Kabul etmesinin tek nedeni çok güzel bir kız olmanmış. Open Subtitles قال لي السبب الوحيد وقال إنه وافق لأنكِ فتاة جميلة
    Benim en iyi arkadaşım ve buranın batmamasının belki de tek nedeni o. Open Subtitles إنّها صديقتي المُفربة ، و ربما هي السبب الوحيد لعدم إنهيار هذا المكان.
    Sokaktan bir silah almasinin tek nedeni, o silahin takip edilemiyor olusudur. Open Subtitles حسنٌ، السبب الوحيد لشراء سلاحاً من الشارع هو لأنّه لا يُمكن تعقبّه
    Biliyorsun, burada araba satışında çalışmasının tek nedeni geceleri bir kulüpte şarkı söyleyebilmesi. Open Subtitles السبب الوحيد لعملها هنا كبائعة سيارات هو أنها تستطيع العمل مساءً في النادي.
    Şu an burada olmamızın tek nedeni dünyanın bizden kurtulmak istiyor olması. Open Subtitles السبب الوحيد لوجود أي منا هنا هو لأن العالم يُريد التخلُّص مِنّا
    Bak, şu an bir kafeste olmamanın tek nedeni benim. Open Subtitles انظري، السبب الوحيد لانك لست عالقة في قفص الآن انا.
    Ama bunu yapmanın tek nedeni bu değildi. İstediklerini geri vereceğim. Open Subtitles ولكن هذا ليس السبب الوحيد لتفعل ذلك سوف أعيد له أشياءه
    Sen burada takmak Djaltena tek nedeni vardır Bu çılgınlık Open Subtitles انتِ السبب الوحيد الذي جعلتينا نعلق هنا مع هذا المجنون
    Burada şu anda seninle konuşuyor olmamın tek nedeni onu durdurmuş olman. Open Subtitles السبب الوحيد الذي يجعلني أقف هنا أتكلم معك هو أنك أوقفت ذلك
    Beni yanında tutmanın tek nedeni buydu... sonra bir gün... bundan faydalan. Open Subtitles السبب الوحيد الذي جعلك تبقيني بقربك، لتتمكن ذات يوم من قبض الثمن.
    Ve bunu yapmasının tek nedeni beni bir şeylerden korumak istemesi. Open Subtitles والسبب الوحيد الذي جعله يفعل ذلك هو لحمايتي من شئ ما
    Böyle bir riski almanın tek nedeni olmalı onu riske atmanın. Open Subtitles فى الحلقات السابقة يوجد سبب واحد فقط لعدم قيامك بهذه المخاطرة
    Taktiklerimiz aşırı gibi görünebilir, ama bunun tek nedeni çok daha büyük bir tehditle mücadele ediyor olmamız. Open Subtitles قد تبدو تكتيكاتنا مبالغ فيها ولكن هذا فقط بسبب ان ما نحن بصدد مواجهته يشكل تهديدا أكبر بكثير
    Ve bunu söylememin tek nedeni seni çatıda görmek istememem. Open Subtitles وأنا أقول هذا فقط لأنني لا أريد أن أراك على السطح.
    Bak, Açılış Gecesinin benim için önemli olmasının tek nedeni seni hayal kırıklığına uğratmak istemememdi. Open Subtitles إنظري ، السبب وراء أهمية الإفتتاح بالنسبة لي هولأننيلم أرغببأن أخذلك.
    Onlara mısır yedirmemizin tek nedeni mısırın çok ucuz olması ve onları çabucak şişmanlatması. Open Subtitles وسبب اطعمنا لها الذرة هو رخصه ويجعلهم يسمنون بسرعة
    Bu işi kabul etmemin tek nedeni annemin Marie Teyze'ye borçlu olması. Open Subtitles وافقت على العمل معك فقط لأن امي مدينة للخالة ماري
    Bunu söylemenin tek nedeni olayın seni rahatsız ediyor olması. Open Subtitles أنت تقول ذلك فقط لأنك تريد أن تشعر بعدم الارتياح
    Fakat var olmalarının tek nedeni onları uydurmuş olmam. TED ولكن السبب الرئيسي في وجودها هو أنني شكّلتها.
    Bugün senin konuşmana izin vermemizin tek nedeni bu. Open Subtitles ذلك السببُ الوحيدُ لسماحنا لك بالكلام اليوم
    Yapmana izin vermesinin tek nedeni senin bunu sevmen. Onunla ilgilendiğin tek an. Open Subtitles لقد سمح لك بذلك لأنك تحب هذا انه الشئ الوحيد الذي يلفت انتباهه
    Sana söylememin tek nedeni de ona hiç ulaşamayacağın bir yerde olması. Open Subtitles وسببي الوحيد لكي أخبرك هذا لأنني أبعد بكثير من أن تصلني
    George beni o dağlarda, şiddetli direniş karşısında bırakmanın tek nedeni? Open Subtitles .... "جـورج" هل تخبرنى أننى تكبدت عناء ... الوصول إلى تلك الجبال ضد مقاومة عنيفة ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد