Oyunun güvenlik koruması var. Teal'c'in tek yapması gereken vazgeçmek. | Open Subtitles | اللعبة بها تأمين ضد الفشل كل ماعلى تيلك , الإنسحاب للخارج |
tek yapması gereken yalan söyleyip, o insanları... benim öldürdüğüme dair ifade vermekti. | Open Subtitles | لقد حكم عليه بنفس حكمي وكل ما كان عليه فعله هو الكذب .... وقول أني قتلت أؤلئك الأشخاص |
Kim olduğu umurumda değil. tek yapması gereken teslim olmak. | Open Subtitles | لا أكترث من يكون، كل ما عليه فعله هو الاستسلام |
tek yapması gereken, fotoğrafıma bakmaktı. | Open Subtitles | كل ما عليها أن تفعله هو أن ترى صورة أخذوها له |
tek yapması gereken bebek doğana kadar kendine iyi bakmasıydı. | Open Subtitles | كل ما عليها فعله هو الاهتمام بصحتها حتى ولادة الطفل |
Benimle dövüşmek istiyorsa, tek yapması gereken bara gelip sorun çıkarmak. | Open Subtitles | لو أنها تريد النزال ، كل ما عليها هو أن تأتي إلى النادي |
Audrey'nin tek yapması gereken zamanında doğruyu söylemekti. | Open Subtitles | كل ما كان على أودري فعله كان إخبار الحقيقة بحينها |
tek yapması gereken kendini bu zincirlerden kurtarmakmış. | Open Subtitles | كل ما كان عليه فعله هو أن يفك نفسه من السلاسل |
İçlerinden biri kaçtı. tek yapması gereken yeni bir ekip kurmak. Ciddiyim, bir anlığına şu olasılığı gözden geçirelim: | Open Subtitles | أحدهم لاذ بالفرار، و كلّ ما عليه فعله إعادة التشكيل، عن جد لنعتبر هذا مُمكناً. |
tek yapması gereken, alıcının transfer ettiği paradan birkaç bin dolar çekmek. | Open Subtitles | كلّ ما عليها فعله هو سحب بضعة آلاف من الملايين التي يرجّح أنّ المشتري حوّلها خارجيّاً |
Merkez'in tek yapması gereken onları otellerinden alıp sınırdan geçirmek. | Open Subtitles | كل ماعلى المركز بأن يفعله هو بأن يقلهم من الفندق ويأخذهم عبر الحدود |
Dosyalarda ırk yazmaz. tek yapması gereken künyeleri değiştirmekti. | Open Subtitles | الملفات لا تبين الجنس كل ما عليه فعله تبديل كل شىء |
tek yapması gereken saat 10'a kadar dayanmak! | Open Subtitles | كل ما عليها أن تفعله و هي أن تصمد حتى العاشرة! |
Hadi ama Cherly, tek yapması gereken biraz kurabiye yemesi ve gülümsemesi. | Open Subtitles | بحقك شيريل كل ما عليها فعله هو اكل البسكويت و الابتسام |
Benimle dövüşmek istiyorsa, tek yapması gereken, kulübe gelip hır çıkarmak, işte dövüşüyoruz. | Open Subtitles | لو أنها تريد النزال ، كل ما عليها هو أن تأتي إلى النادي وتحدث بعض الفوضى إلى أن نشتبك فى قتال |
Ordunun tek yapması gereken... dikenli tel çekmekti. | Open Subtitles | ...كل ما كان على الجيش فعله هو اضافة الأسلاك الشائكة |
tek yapması gereken ağzını açmak ve adını söylemekti. | Open Subtitles | كل ما كان عليه فعله هو أن يفتح فمه و يذكر اسمك |
Eğer bırakmak isteseymiş tek yapması gereken boşanma davası açmakmış. | Open Subtitles | لو أنّه أراد فسخ الزواج، كلّ ما عليه فعله هو مليء إستمارة الطلاق. |
Floyd, tek yapması gereken... | Open Subtitles | أتعرف ، (فلويد) ، كلّ ما عليها أن تفعل # |