ويكيبيديا

    "tek yoldur" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الطريق الوحيد
        
    • هي الطريقة الوحيدة
        
    • الوسيلة الوحيدة
        
    Halifeler, Peygamberler ve Hacılar tarafından yaratıldı. Bu cennete giden tek yoldur. Open Subtitles هذا الطريق صنعه البطاركة والأنبياء ويسوع والتلاميذ، وهو الطريق الوحيد للسماء
    İskele, adaya girmek veya çıkmak için tek yoldur. Open Subtitles الرصيف هو الطريق الوحيد للدخول أو الخروج من الجزيرة
    Bu tercihlerinizin ve ilgili olduğunuz alanların sonuçlarından sizin sorumlu olabilmeniz için tek yoldur. TED فهذه هي الطريقة الوحيدة التي تضمن بها ان تلبى كل رغباتك وامنياتك بالصورة التي تريد
    Özgürlük Savaşçıları'na para yardımının arttırılması için oy vermek Kuzey-Doğu'lu bir Liberal'in kararlı olduğunu kanıtlaması için tek yoldur. Open Subtitles التصويت لزيادة المال المخصص لمقاتلي الحرية، هي الطريقة الوحيدة لتحرري من الشمال الشرقي ليثبت أنه جدي
    Aslında, otobüsler çekici değildir, ama hızlı büyüyen gelişen kentlerde çoğunluğun her yere ulaşmasını mümkün kılan tek yoldur. TED في الحقيقة، الحافلات ليست جذابة، لكنها الوسيلة الوحيدة الممكنة لإدخال النقل الجماعي إلى كل نواحي المدن النامية السريعة التوسع.
    Büyük veri önemlidir ve büyük veri yenidir ve bunun hakkında düşündüğünüzde bu gezegenin küresel zorluklarını --- insanları beslemek; sağlık hizmetini, enerjisini, elektriğini sağlamak ve küresel ısınma yüzünden onların yanıp kül olmadığından emin olmak — verinin verimli kullamıyla üstesinden gelebileceği tek yoldur. TED فالبيانات الضخمة مهمة وحديثة العهد، و عندما تفكر في هذا الأمر ستجد بأنها الوسيلة الوحيدة التي ستمكن كوكبنا من التعامل مع تحدياته العالمية. لتغذية الناس وإمدادهم بالعناية الطبية، و إمدادهم بالطاقة والكهرباء، و حمايتهم من الدمار الشامل بسبب الاحتباس الحراري. وهذا بفضل الاستخدام الفعال للبيانات.
    Ölüm doğuma giden tek yoldur. Open Subtitles الموت هو الطريق الوحيد الذي يقود للميلاد
    Vergiler, bir adamın malına sadakatini göstereceği tek yoldur. Open Subtitles الجزى هي الطريق الوحيد الحقيقي للرجل لكي يظهر إخلاصه للآلهة
    Son yirmi yılda, batılı elitler bıkmadan dünyada bu prospektüsü satmak için yarıştılar: Birçok partinin siyasi güç için savaşması ve herkesin onlar için oy vermesi gelişen çilekeş dünyada kurtuluşa giden tek yoldur. TED في العشرين سنة الأخيرة، كانت النخب الغربية تهرول دول كلل أو ملل في جميع أنحاء العالم لبيع هذا البيان: نضال الأحزاب المتعددة من أجل القوة السياسية وتصويت الجميع لهم هو الطريق الوحيد لخلاص العالم النامي الذي طالت معاناته.
    Bu, tek yoldur. Open Subtitles هذا هو الطريق الوحيد.
    Bu onların kendilerini koruyabildikleri tek yoldur. Open Subtitles فهذه هي الطريقة الوحيدة لحماية نفسها.
    O tek yoldur. Open Subtitles هذه هي الطريقة الوحيدة.
    Kendi dinlemek Tetanlardan kurtulmak için tek yoldur. Open Subtitles (ألفحص هو الوسيلة الوحيدة للتخلّص من (الثيتانز

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد