Bir zamanlar cansız bir nesne, tekerlekli sandalyedeki çocuğun akılsız hayaleti olarak görüldüm. | TED | في مرة كان ينظر لي ككائن جماد شبح أبله لصبي في كرسي متحرك. |
Halbuki daha yeni tanıştığım insanlar tekerlekli sandalyedeki sessiz adam resminin ötesini görmek için mücadele ediyorlardı. | TED | في حين أن أولئك الذين ألتقيت للتو عانوا في رؤيتي أكثر من رجل صامت في كرسي متحرك. |
Ama maalesef kimse tekerlekli sandalyedeki aksi bir ihtiyarı dinlemiyor. | Open Subtitles | لكن الان , لا احد يستمع الى سيدة عجوز على كرسي متحرك |
Ya da üstünde boya olmayan son tekerlekli sandalyedeki adamın. | Open Subtitles | أو آخر رجل في الكرسي المتحرك بدون أي طلاء عليه. |
Aynen tekerlekli sandalyedeki adamın söylediği gibi yapıyorlar. | Open Subtitles | يفعلون تماماً ما قال لي الشاب ذو الكرسي المتحرك أنهم سيفعلون |
Hey, Susie şu anda tekerlekli sandalyedeki bir adamla mı konuşuyorum? Evet. | Open Subtitles | -سوزي)، أأكلّم رجلاً على كرسيّ متحرّك الآن؟ |
tekerlekli sandalyedeki çocuğu yakaladık. | Open Subtitles | جلعنا الولد المعاق في الداخل من أجلك |
Sizin en büyük hayranınız benim çünkü bu tarz şeyler yapıyorsunuz o kadar saatlik uçuştan sonra zaman ayırıp da tekerlekli sandalyedeki zavallı kıza moral veriyorsunuz. | Open Subtitles | أيُمكنني أن أقول إنني أكبر مُعجبيكِ؟ وذلك بسبب الأشياء مثل ذلك إستهلاك وقتكِ لإسعاد الطفلة المسكينة علي الكرسي المتحرّك. -بعد رحلة طويلة . |
Yani , tekerlekli sandalyedeki bir çocuk nedir Olacak zaten, o topu mı? Pekala. | Open Subtitles | أعني ما الذي سيفعله طفل على كرسي متحرك بهذه الكرة؟ حسناً. |
tekerlekli sandalyedeki hayırsever milyonerin yeni bir kalbe ihtiyacı var. | Open Subtitles | الملياردير على كرسي متحرك يحتاج إلى قلب جديد |
tekerlekli sandalyedeki yatırımcımızla kavga etmişsin. | Open Subtitles | لقد طرحك مستثمرنا أرضاً وصوّب عليك السلاح وهو قعيد على كرسي متحرك |
Annemin tekerlekli sandalyedeki eski bir dublörle randevulaştığından bahsetmiş bulundum. | Open Subtitles | حدث لي أن أذكر تعود أمي هذا البهلوان السابق في كرسي متحرك. |
Peki ya zavallı, felçli, tekerlekli sandalyedeki boklarda işe yarar mı -- Ah, Tanrım! | Open Subtitles | ماذا عن الخلايا المأخوذه من شخص قذر عاجز يجلس علي كرسي متحرك أوه يا الهي انه انت! |
Züppenin teki ile tekerlekli sandalyedeki efemine biriydi. | Open Subtitles | -بلى كان رجلاً متعجرفاً ورجلاً مخنثاً في كرسي متحرك |
tekerlekli sandalyedeki bir çocuğa vurmak doğru değil. | Open Subtitles | هناك شيء غير صحيح بخصوص -ضرب طفل في كرسي متحرك |
Ve tekerlekli sandalyedeki çocuğa da pek ısınamamış. | Open Subtitles | وان الطفل الذي في الكرسي المتحرك من الواضح انه لم يكن مرتاحا |
tekerlekli sandalyedeki adam, araya kaynak yapıyor. | Open Subtitles | أنه هنا رجل الكرسي المتحرك يدخل الطابر الآن |
tekerlekli sandalyedeki fotoğrafını çekip bunun bir yalan olduğunu gösterebiliriz. | Open Subtitles | نأخذبعضالصورله، في الكرسي المتحرك نُرسلها إلى العالم ونكشف الكذبة |
McKinley'de iken süveterinin ve kemerli pantolonunun içinesıkışmış tekerlekli sandalyedeki birinekolduğumiçin kimse benimle takılmak istemiyordu. | Open Subtitles | في ماكنلي لم يرد أي شخص فعل أي شيء معي لأننكي كنت الغبي على الكرسي المتحرك |
Şu tekerlekli sandalyedeki adam. O adamı gösterebilir misiniz bana? | Open Subtitles | ذلك الرجل على الكرسي المتحرك هل بإمكانكَ أن تُريَني ذلك الكرسي؟ |
- tekerlekli sandalyedeki bir adama çarptım. | Open Subtitles | -لقد دهستُ رجلاً على كرسيّ متحرّك |
- tekerlekli sandalyedeki çocuk engel oluyor. | Open Subtitles | -هذا الطفل المعاق في الطريق يا رجل .. |