Tek bildiğimiz geleceğin teknolojisiyle tesadüfen karşılaşan bir adam olduğun. | Open Subtitles | كل ما نعرفة انك فقط رجل جاء عبر تقنية مستقبلية |
Mulder, bunun UFO teknolojisiyle ilgili olduğunu düşünmüyorsun değil mi ? | Open Subtitles | أنت لا تعتقد أن هذه عن تقنية الأجسام الغريبة ؟ |
Kadimlerin teknolojisiyle genetik olarak uyumlu sadece birkaç tane adamımız var. | Open Subtitles | عندنا فقط حفنة من الناس متوافقون جينياً مع تقنية القدماء |
Bu uzaylı teknolojisiyle çalışan bir alettir. | Open Subtitles | أنا المهاجم زيروكسس المجهز بتقنية الكائنات الفضائية |
Bu adam Çin'e, ABD savunma teknolojisiyle ilgili gizli istihbarat veriyormuş. | Open Subtitles | هذا الرجل كان يغذّي الصين بمعلومات سرية عن تقنيات الدفاع الأمريكية. |
Ve bu çok önemliydi çünkü makalesini göz takip teknolojisiyle yazdı. | TED | ولقد كانت مهمة للغاية لانه استخدم تكنولوجيا ملاحقة العين لكتابتها |
Tehlikeli maceralara girişiyorsun. Yüksek düzeyde uzaylı teknolojisiyle ilgileniyorsun. | Open Subtitles | تذهب في مغامرات خطيرة تتعامل مع تقنية فضائية رفيعة المستوى |
Bu küçük hıyar bana gözetleme teknolojisiyle ilgili bir seminere katılacağını söylemişti. | Open Subtitles | الوغد الصغير قال لي أنه ذاهب للمدرس من أجل تقنية المراقبة |
Dijital bağışıklık kazandırma teknolojisiyle yaptığım çalışma şirketimizi bir üst seviyeye taşıyacak. | Open Subtitles | ولكن العمل الذي أقوم به في تقنية التحصين الرقمي سيأخذ هذه الشركة إلى مُستوى آخر. |
Daha önce kopyalama teknolojisiyle karşılaşmıştık. | Open Subtitles | لقد واجهنا تقنية تكرار الهيئه من قبل |
Muhtemelen gizlenmiş bir kargo gemisiyle ya da yörüngeden Asgard'ın ışınlama teknolojisiyle. | Open Subtitles | {\an8} باإخفاء سفينة الشحن {\an8} أو باستخدام تقنية النقل الشعاعي للآسغارد من مدار عالي |
Robotik itfaiyecilik teknolojisiyle ilgili hazırlamış olduğunuz dokümanlar gerçekten aklımı başımdan aldı. | Open Subtitles | تقريرك عن الآليينِ ...تقنية مكافحةِ الحرائق حقاً حيرت عقلي |
Yeni nesil plastik teknolojisiyle üretilmiş esasen sıvıya bağlanmış ve ondan %100 bağımsız. | Open Subtitles | أنها تقنية جديدة من البلاستيك الذي يَلتصقُ في الحقيقة إلى السائلِ وإطلاق 100 % منه. |
Peki, uzaylı teknolojisiyle ilgili bir şeyler var mı? | Open Subtitles | لذا لا أشارة لأي تقنية فضائية ؟ |
Bu büyü değil Thor. Kendisini Doom teknolojisiyle değiştirmiş. | Open Subtitles | أنه ليس سجر , ثور , أنه يعدله بتقنية دووم |
Evet...aynı zamanda buradan kaçıp uzaylı teknolojisiyle 4 askeri de etkisiz hale getirdiniz. | Open Subtitles | أجل لكنك أيضا إخترقت سفينة من الفضاء وتخلصت من أربعة جنود مع بتقنية فضائية |
- Tamam, sunucu odası hipoksik hava teknolojisiyle korunuyor. | Open Subtitles | حسناً، إذن غرفة الخادم محميّة بتقنية نظام الهواء ناقص التأكسج. |
Kovan'ın organik yapısı, Eskilerin teknolojisiyle belirli uyuşmazlıklara neden oluyor. | Open Subtitles | الطبيعة العضوية للسفينة الأم للريث تخلق عدم توافق مؤكد مع تقنيات القدماء |
Tankların içinde mürettebat dünyanın en son teknolojisiyle uğraşıyordu... | Open Subtitles | داخل الدبابات ، كانت الاطقم تتصارع مع احدث تقنيات العالم ... |
En gelişmiş kimyasal iz sürme teknolojisiyle Paradise Mall'da serumun izine rastladık. | Open Subtitles | ،و بإستعمال آخر تقنيات التعقب الكيميائي .لقد وجدنا أثرها في مركز "برادوس" لتسوق |
Bunlar dünyanın en yeni robot teknolojisiyle insana en çok benzeyen şekilde yaratıldı. | Open Subtitles | هذه هي أحدث تكنولوجيا صناعة الآلليين الشبيهين بالبشر |