3 yıl önce, Teksaslı bir kadın beni gerçekten üzen bir şey söyledi. | TED | منذ حوالي ثلاث سنوت، سيدة من تكساس قالت لي شيئًا فطر قلبي تمامًا. |
Ve belliki Georgia'lı bir erkekle evlenmek normal, ancak Teksaslı bir saç kesimine sahip olmak değil. | TED | ويبدو انه من الملائم لها الزواج من شاب من جورجيا ولكن ليس من الملائم ان يكون الشعر من تكساس |
Bak Lars, Teksaslı olacağımız tutmuş işte. | Open Subtitles | لابد أن تعرف يا لارس أننا أصبحنا من مواطني تكساس |
Ben sadece Teksaslı bir filozofun tavsiyesine uyuyordum. | Open Subtitles | إننى فقط أتبع مشورة فيلسوف تكساس حين قال : |
4 Teksaslı'nın, Sinatra içine etmeden önce de başarısız olacağını biliyordum zaten. | Open Subtitles | أنا علمت أن فور فور تيكساس" سيفشل" قبل أن يخربه سيناترا |
- Şu Teksaslı mı , büyük bıçaklı? | Open Subtitles | ـ التكساني ذو السكين الكبيرة؟ |
Tanrı bize bir iyilik yapsa da Beyaz Saray'a bir Teksaslı girse! | Open Subtitles | أمر الله يجب أن يحدث هنا ويوضع رجل من تكساس في البيت الأبيض |
Çoğu Teksaslı bunu komünistlerin planı sanır. | Open Subtitles | حيث يعتقد أهل تكساس أنها رياضة اشتراكية مدسوسة |
Kendisi nazik, sevgi dolu beyni gereğinden fazla gelişmiş sağ görüşlü dindar bir Teksaslı ve hafif Dr. Pepper bağımlısıdır. | Open Subtitles | فهي إنسانة محبة لطيفة متدينة متعصبة من شرقي تكساس مع مزاج عنيد قليلا |
Sonra sen oynak götünle birden ortaya çıktın bana Teksaslı petrol çocuğundan milyonlar koparacağımı söyledin. | Open Subtitles | و بعدها بدأت تهزين خصركِ و تخبريني أننا سنربح الملايين من ابن تكساس هذا |
Teksaslı adamların, kadınları için öne çıktığını sanırdım. | Open Subtitles | لقد ظننت أن رجال تكساس يدافعون عن نسائهم |
Teksaslı Katie hele hiç değilim. Ben sadece Surrey'den gelen Kate'im. | Open Subtitles | حتى لست "بكاتي" القادمة من "تكساس إنني "كاتي" القادمة من "سوري |
Teksaslı, eski bir denizciydi. Korkunç bir adamdı. | Open Subtitles | هو كان جندي سابق في المارين من تكساس رجل مخيف |
Veya Teksaslı bir Zenne olarak gerçek cinselliğini açıklarsın ve sloganın da şu olur: | Open Subtitles | أو تفضح سرّا كملكة تكساس المزيفة ومصطلحك الشائع |
Dikkatli ol gringa, Teksaslı küçük kızlara göre zordur buralar. | Open Subtitles | توخي الحذر أيتها الأجنبية التيار قوي هنا لا يناسب فتيات صغيرات من تكساس |
Biliyor musun, Teksaslı bir erkek olmadıkça asla bir erkek tutmam. | Open Subtitles | أتعلم لاأستأجر رجلا إلا إذا كان من تكساس |
Burada biz bu insanları şımartmayız. Sen de artık Teksaslı oldun. | Open Subtitles | نحن لا نهتـّم كثيراً هنا بأولئك الناس، أنتِ من (تكساس) الآن! |
Nathan Bedford Forrest'la at binmiş Güney Teksaslı bir şerif. | Open Subtitles | مأمور جنوب (تكساس) والذى اجتاز من قبل غابة (ناثان بدفورد) |
Bu size bahsettiğim Teksaslı arkadaşım. | Open Subtitles | هذا صديقى من تكساس الذى أخبرتك عنه |
Teksaslı herife Suzanne'yi öldürmesi için para ödedin mi? | Open Subtitles | أدفعت لرجل من تكساس ليقتل سوزان؟ |
Bak Joan en son bir oyuncunun borusunun ötmesine izin verdiğimde 4 Teksaslı'yı çekmiştim. | Open Subtitles | أتعلمين جون آخر مرة سمحت لممثل أن يتأمر "أخرجت"فور فور تيكساس |
Ben değildim, o zaman Teksaslı. | Open Subtitles | إن لم أكن أنا فهو التكساني |