Hayır, yaptığımı telafi etmek için bir şey yapmam lazım gibi hissediyorum. | Open Subtitles | يجب ان افعل شئ للتعويض عن هذا اسمع , انت شرطى جيد |
Demem o ki bunu telafi etmek için bir şey yapman gerektiğini düşünüyorsan sakın böyle düşünme. | Open Subtitles | إن كنت تظن أن عليك عمل شيء للتعويض عن ذلك، |
Kaçtığım onca zaman boyunca yaptığım şey geri gelmek, hayal kırıklığına uğrattığım insanlarla yüzleşmek ve hatalarımı telafi etmek için bir yol bulmaya çalışmak oldu. | Open Subtitles | ما فعلتُه كلّما كنت أهرب كنت أعود وأواجه كلّ الذين خيّبت ظنّهم وأحاول إيجاد طريقة للتعويض عن أخطائي |