Biliyorsun ki cazibenin bilimsel temelleri olduğuna inananlar var. | Open Subtitles | هناك من يؤمنون بأن هناك أساس علمي للجاذبية. |
Üstün zekamızla birlikte bu kasabayı aydınlanma ve mantık temelleri üzerine tekrar kurabiliriz. | Open Subtitles | بفكرنا المتفوق نحن من الممكن أن نعيد بناء هذه المدينة على أساس العقل والتنوير |
Geçtiğimiz yıl, laporoskopik cerrahinin temelleri hakkında konuşmak için Latin Amerika'da ve Çin'de bulundum. | TED | في السنة الماضية ذهبت إلى أمريكا اللاتينية وذهبت إلى الصين، لأتكلم عن أساسيات جراحة تنظير جوف البطن. |
Sunucu: Laporoskopik Cerrahinin temelleri. | TED | المُعَلِّق: أساسيات جراحة التنظير البطني. |
temelleri irdeliyor. bir kadın doğum sancısı ile geldiğinde, ıkınmaya hazır olduğunda, bebek çıktığında ve anne bebeğiyle birlikte gitmeye hazır olduğunda ekibin geçmesi gereken kritik eylemler var. | TED | إنها تحلل الأساسيات ــ الإجراءات الحساسة التي على الفريق القيام بها حين تدخل امرأة المخاض، حينما تكون جاهزة للدفع، حينما يخرج الطفل، ثم حين يكون كلا الأم والطفل جاهزان للذهاب للمنزل. |
Lanet olası tekerleği yeniden icat etmeden önce temelleri öğrensen daha iyi edersin. | Open Subtitles | لعله يجدر بك تعلّم الأساسيّات قبل أن تعيدي اختراع العجلة اللعينة |
Bu kooperatifler yolsuzluk ve hiçbir tür hırsızlık yapılmadan yeni toplumun temelleri olacaktı. | Open Subtitles | إن الجمعيات هذه عِماد مجتمع جديد دون فساد وعصابات من كل الأشكال |
Ve böylece... Tevazu temelleri üzerine bir yapı inşa edebilirsin. | Open Subtitles | - لقد وضعت حجر الأساس وهو التواضع والذى لا يمكنك بناء أى شئ الإ به |
Bu şirketin sağlam temelleri olacak. | Open Subtitles | هذه الشركة التي اتحدث عنها تملك اساسيات الصوت |
Tüm cinsel geçmişim çürümüş yalan temelleri üzerine inşa edilmiş. | Open Subtitles | تاريخي الجنسي مبني على أساس مهترئ من الأكاذيب |
Tüm cinsel geçmişim çürümüş yalan temelleri üzerine inşa edilmiş. | Open Subtitles | تاريخي الجنسي مبني على أساس مهترئ من الأكاذيب |
Umursayan insanlar, senin gibi insanlar geleceğin inşa edileceği temelleri oluşturacak. | Open Subtitles | لأن الأناس الذين يهتمون مثلك، سيكونون أساس المستقبل الذي نبنيه |
Pedagojiden anlıyorlardı, ama matematik ve fen konusunda hiçbir temelleri yoktu. | Open Subtitles | كانوا أساتذة بارعين لكن ما كان لديهم أي أساس علمي |
İçsel sezilerin temelleri üzerinde çalışıyorduk da. Madem buradasın, bize bir şeyler gösterirsin, değil mi? | Open Subtitles | نحن فقط في أساسيات إنتروسكوبي هل يمكنكِ أن تشرحي لنا شيئا أو إثنان، بما أنكِ هنا؟ |
Bak, buradan başlayacaksın ve bilgiyi alıp buraya götüreceksin böylece Matematik temelleri bitmiş olacak. | Open Subtitles | هذه مكانها هنا ويجب أن تضع تلك المعلومة هنا وهكذا تنسحب من مادة أساسيات الرياضيات |
Lastik gard temelleri. | Open Subtitles | أساسيات الحرس المطاط. |
temelleri tanıyorlar. | TED | إنهم يلاحظون الأساسيات. |
temelleri ortaya koyuyor. | TED | إنها توضح الأساسيات. |
Ama sen ve Stanfill onu temelleri daha var istedi? | Open Subtitles | لكنَّك أنت و "ستانفل" أردتم منه أن يحصل على ما هو أكثر من الأساسيّات |
O temelleri vardı. | Open Subtitles | لقد كان لديه ما يلزم " الأساسيّات " |
Bu kooperatifler kolektivist, temiz, eşitlikçi ve refah bir ortamla yeni toplumun temelleri olacaktı. | Open Subtitles | إن الجمعيات هذه عِماد مجتمع جديد جماعية, غير فاسدة, متساوية ومزدهرة... |
Sosyo-ekonomik sistemimizin temelleri insanlık, sosyal gelişim ve ilerleme için fayda sağlamakta mıdır? | Open Subtitles | على الحفاظ على صحتنا وتدعيمها؟ هل يتصرف حجر الأساس للنظام الاجتماعي-اقتصادي كقوة دفع وزخم ايجابية |
Bu, teknoloji hakkındaki temelleri nasıl sarsacağımızla ilgili. | Open Subtitles | ولكن هذا عن زلزلة اساسيات نظرتنا عن تقنية التكنولوجبا |