Sona doğru olan temsili canlandırmada ben 4 numaralı kurbanım. | Open Subtitles | مشهد تمثيل الجنايات القريب من النهاية أنا الضحية رقم 4 |
Küreselleşmenin bir sembolü olarak besin zincirimizin dekonstrüksiyonunun görüntüsel bir temsili bu. | Open Subtitles | إنه تمثيل عينيّ على تفكيك السلسلة الغذائية باعتبارها جزءً من التحضر الجديد |
Kadınların güçlü pozisyonlarda temsili şaşırtıcı derecede düşük. | TED | إن تمثيل المرأة في مناصب السلطة منخفض بصورة صادمة. |
Tanımladığımız her şeyin, her ayrıntının ya da yerin, spesifik bir temsili olacak, direk bağlanabileceğimiz kendine has bir kimliği olacak. | TED | كل شئ شرحناه، كل إداة أو مكان، سيكون لديه تمثيل محدد ، سيأخذ شخصية محددة يمكن التشبيك لها مباشرة. |
Buna kıyasla, dünya çapındaki bir çok temsili demokrasi sönük performanslardan dolayı sıkıntı çekiyor. | TED | في المقابل، معظم الديموقراطيات الانتخابية حول العالم تعاني من الأداء السيء. |
Eğer sözcük seslerinin beyindeki temsili yoksa, çeviri anlamsız olur. | TED | إذا لم يكن لديك تمثيل دماغي لأصوات الكلمة فلن يكون للترجمة معنى. |
Bu, gökyüzünün astronomik olarak Dünya ile bütünleşmiş tam bir temsili. | TED | هذا هو تمثيل فلكي كامل للسماء مدمج مع الأرض. |
Osiris'in standart bir temsili. Bir baston ve harman döven taşıyor. | Open Subtitles | إنه تمثيل عظيم لأوزيرس إنه يحمل شيء حيًال ومُتأرجح. |
Kadına şiddeti teşvik eden ataerkil, sömürge sonrası kültürün bir temsili bu. | Open Subtitles | إنه تمثيل للبطريركية ثقافة ما بعد الإستمار والتى تُشجع على العنف ضد المرأة |
İşte bu iki parçayı, temsili ve motoru bir araya getirerek, otizmli çocuklar için bir teknoloji geliştirebildim. Böylece onlara sözcüklerin yanı sıra dilbilgisi de kazandırmış oldum. | TED | وعن طريق وضع هذين الجزئين مع بعض، تمثيل الكلمة والمحرك، كنت قادرا على إنشاء برنامج متطور للأطفال المصابين بالتوحد، هذا البرنامج لم يوفر لهم الكلمات فقط ولكن أتاح لهم النحو أيضا. |
20 yıllık çalışan, bozuk bir arka lamba yüzünden kenara çekiliyor ve hapse atılıyor, belki ömür boyu, kanuni temsili bile yok. | TED | يتم إيقاف أحدهم بسبب مصباح خلفي مكسور، لمن عمل هنا لمدة عشرين عامًا، يزج به في السجن، ربما لبقية حياته، بدون أي تمثيل قانوني. |
Bir başka deyişle, vücut derisi yüzeyinin bu en düzenli kortikal bölgelerinde parmak uçlarının hala tek, basit bir temsili var. | TED | وبعبارة أخرى لا يزال هناك تمثيل وحيد وبسيط للأصابع في هذه المنطقة الأكثر تنظيما من الدّماغ الّتي ترمز إلى مساحة الجلد للجسم. |
Bizim aradığımız temsili bir ısırık izi. | Open Subtitles | الآن، ما نبحث عنه هو تمثيل لمكان عضّة. |
Bir kere bilgisayarlar zeki insanları yapay olarak taklit etme gücüne sahip olduklarında, bir fotogerçekçi içinde Dünya gezegeninin temsili yansımaları gerçekten derin olur. | Open Subtitles | بمجرد أن تمتلك الحواسيب القدرة .. على محاكاة كائنات ذكية صناعية .. داخل تمثيل واقعي لكوكب الأرض فستظهر تداعيات عميقة جداً |
Mimarın işinin güzel bir temsili. | Open Subtitles | تمثيل جميل، من عمل المهندس المعماري. |
Bu duygularımızın bir temsili. | Open Subtitles | هذا تمثيل عما نشعر به |
Bu da cennetin bir temsili. | Open Subtitles | وهذا بعض تمثيل الجنة |
Görmekte olduğunuz şey, Roma'nın paralı askerlerden oluşan alaylarının bir temsili. | Open Subtitles | ما ترونه أمامكم هو تمثيل لكتيبة المرتزقة السريّة لـ(روما) |
- Amaç o zaten. Bu, Nazi rejiminin bir temsili. | Open Subtitles | انها تمثيل اللنظام النازي |
- Binbaşı Carter'ın bir temsili. | Open Subtitles | -هو تمثيل للميجور كارتر |
Er ya da geç, temsili demokrasi herkesi zengin edecek serbest piyasa ile tüm ülkelerin ve halkların tek siyasi sistemi olacaktır. | TED | عاجلاً أم آجلاً، ستكون الديموقراطية الانتخابية النظام السياسي الوحيد لكل الدول ولكل الشعوب، مع سوق حرة لجعلهم كلهم أغنياء. |