Yaz aylarında Tennessee'nin o sıcaklarında çok ama çok çalışıyordu. | TED | فترة الصيف كانت صعبة, العمل الشاق في صيف تينسي الحار. |
Haber şu ki, Martin Luther King bu gece Memphis, Tennessee'de vurularak öldürüldü. | Open Subtitles | مارتن لوثر قد اصيب وقتل الليلة في ممفيس في ولاية تينسي سنقول للكل |
Tennessee Williams'ın son ilham perisi Altın Küre'den sonra Oscar'ı da alarak Hollywood'un en yüksek şerefine erişebilecek mi? | Open Subtitles | هل سيتبع الأوسكار خطى القولدن قلوب و يمنح آخر أفلام تينسي وليامز أعظم شرف في هوليوود؟ |
Bu müthiş deney, buradan 320 km güneyde, Kuzey Alabama'daki Tennessee Vadisi Yetkililerince yapıldı. | TED | و تم عمل هذه التجربة الشيقة على بعد 200 ميل جنوباً فى نورثرن ألاباما, بواسطة سلطة وادى تينيسى. |
Tennessee ovası kadar bereketli görünen bu kadın doğuramayacaktı ha. | Open Subtitles | ...أن هذه المرآة الخصبة ...كوادى تينيسى ليس بأمكانها ولادة طفل |
Şu an Knoxville, Tennessee'de Eddie'nin oto parçacısının önündeyiz. | Open Subtitles | لذلك نحن في نوكسفيل بولاية تنيسي , خارج من ايدي لقطع غيار السيارات. |
Pulaski, Tennessee. | Open Subtitles | بولوسكى من تينسى , براندون من الميسيسيببى |
Yani Tanrı ve Tennessee Eyalet Barosu izin verirse. | Open Subtitles | أو حقيقةً , بإرادة الرب وحانة ولاية تينسي |
St. Mark'taki Tennessee Williams'ın Tallulah Bankhead ile kavgaya tutuştuğu hamamı ziyaret ettik. | Open Subtitles | لقد استطلعنا على البيت المفكك في سانت مارك عندما قام ويليام تينسي بالعراك بالأيدي |
Kayıp bir Tennessee Williams oyununun kahramanı gibiydim. | Open Subtitles | كنت كالهروين في مسرحية تينسي ويليامز المفقودة |
Tennessee'de, atom bombasının yapıldığı yere olan Oak Ridge nükleer santraline yakın | Open Subtitles | في (تينسي) ، بجانب مصنع طاقة (أوك رج) أرض مولد القنبلة النووية |
Silah tutkunlarının cenneti, Tennessee'ye hoş geldin. | Open Subtitles | مرحبا بك في تينسي ولايه اطلاق النار |
"Blue" diye çağırdığımız Tennessee'li en yakın arkadaşımı götürmelerini izledim. | Open Subtitles | راقبتهم يحملون أعز أصدقائي فتى من " تينسي " كنا نسيمه " بلو " |
Bu fena bir şey değildi çünkü Tennessee, Memphis'te tiyatrosu olan bir adam o resimleri görmüş ve Jenny'ye şarkı söyleme teklifinde bulunmuştu. | Open Subtitles | لكن ذلك لم يكن الأسوأ لأن مالك مسرح فى ممفيس، تينيسى |
Düşün ki sen Tennessee'ye gidiyorsun | Open Subtitles | هل تتذكرين ماحدث عندما كنت ذاهبة إلى تينيسى |
Tennessee halkı bu dileğimi seçimlerde bana bağışlayabilir. | Open Subtitles | بالطبع.. المواطنين الطيبين من تينيسى ربما يمنحونى هذه الرغبه فى الأنتخابات القادمه |
Eğer yalnızca ben, yani basit Tennessee'li David olsaydım şansımı denerdim. | Open Subtitles | إذا كنت مجرد أنا العجوز البسيط دافيد من تينيسى فلربما كنت أهبط من ذلك السور فى ليلة ما و أنتهز فرصتى |
2009'da, Memphis Tennessee'deki tarihi Frederick Douglass Lisesi'nde "Filozofların Bahçesi" adında bir bahçe freski ektim. | TED | في 2009, زرعت "حديقة الفلاسفة،" لوحة جدارية، تزهر في الثانوية التاريخية فريديريك دوغلاس في ممفس، تنيسي. |
Ben Paris'teki Güzel Sanatlar'da resim dersleri alırken o Tennessee'de küçük bir çocuktu daha. | Open Subtitles | عندما درست الفن في بوز أرت في باريس, كانت مجرد طفلة في تنيسي! |
GRACELAND Memphis, Tennessee | Open Subtitles | جـــــريس لانـــــد ممفيس,تينسى |
Gel aşk gel, yol özgürce uzanıyor, seni Tennessee'de bekleyecegim. | TED | تعال أيها الحب تعال، الطريق يكمن حُراً سأنتظرك في تينيسي. |
Tennessee Lisesi'nin bugüne kadarki kayıtları bunu yapabileceğimi söylüyor. | Open Subtitles | سجلت رقم عالي في مدرسة "تينيس" لأجل هذا اليوم قالوا بأنه يمكنني ذلك. |
Ben hiç bunun gibi birşey görmedim. Tennessee Williams eroini çekmiş deli melankolikler gibi dolanıyor. | Open Subtitles | يبدو عليه الإكتئاب المزمن مثل (تينسيس ويليام هرون) |