Onlara tepelerde ihtiyacı olduğunu söyledi ve sonra hepsini öldürdü. | Open Subtitles | قال لنا أنه وجد رجالنا في التلال وأنه قتلهم كلهم |
Sunset Bulvarı'nın üst tarafındaki tepelerde gezintiye çıkardık. | Open Subtitles | كانت تأخذني في جولات في التلال المحيطة بجادة سانسيت. |
20,000 şövalye burada 100,000 adam şu tepelerde ve tüm halk arkalarında. | Open Subtitles | . يوجد 20,000 فارس هنا منهم 100,000 رجل على تلك التلال وشعب بأكمله وراءها. |
Fakat ordunun büyük bir kısmı şu tepelerde. | Open Subtitles | لكن الجزء الأعظم من الجيش في تلك التلال. |
Gençlerimiz yüreklidir... ama bu tepelerde kalırlarsa öldürülecekler. | Open Subtitles | شبابنا اقوياء ولكن لو بقينا في هذه التلال فسوف يقتلون |
tepelerde, sonraki koyu geçince. | Open Subtitles | انة هناك في اعلى التلال مباشرة بعد ذالك الخليج |
Evim Trujillo'nun üstündeki tepelerde. Çok sade bir yer. | Open Subtitles | بيتى فوق التلال فى أعلى منحدر مكان بسيط جداً |
Bütün arabalar, durmaksızın korna çalıyorlar... tepelerde, çocuklar, bizi geçerken izliyorlar... biri bağırıyor, "işte isyancılar orada, bakın isyancılar orada... | Open Subtitles | جميع السيارات تدق أبواقها بدون توقف.. الأطفال من التلال يشاهدوننانذهب.. شخص ما يصيح، هناك يذهب المتمردين، |
Bu imrenilen dijital tepelerde ilk dolaşma hakkı verilenlerden biriyiz. | Open Subtitles | شخص واحد فقط يمكنة التجول فيهذه التلال الرقمي ، يا صديقي |
Onlar tepelerde oynarlarken dikkatli izleyin. | Open Subtitles | أحرسوا جيدا صغارنا أثناء لعبهم على التلال. |
Çünkü ben tepelerde altın aramaya çıkarsam... layığını bulamayacak demektir. | Open Subtitles | لأني إن كنت في التلال أنقب عن الذهب فلن يحصل على حلواه |
Yol eşkıyalarının bu tepelerde ancak benim iznimle çalışabileceği söylentisi var. | Open Subtitles | قطاع الطرق , القصة تقول لا يعملون في التلال , ولكن برحيلي إن كان صحيحاً , يفسر لماذا |
Bu bir altın madeninin girişi. tepelerde bunlardan çok var. | Open Subtitles | انها مدخل قديم الى منجم الذهب هناك الكثير منهم في التلال |
Hayatta kalabilmek için insan eti yemiş, tam burada, bu tepelerde. | Open Subtitles | لقد كان يأكل الناس ليعيش , هنا فى هذه التلال . |
Şu anda burada pek canlı kalmamış olsa da T-Rex'in 2006'da fosilleri keşfedilen ataları bir zamanlar bu tepelerde kükrüyorlardı. | Open Subtitles | ومع ذلك الحياة صغيرة جدا هنا الآن، الاجداد من الديناصور ريكس جابت هذه التلال إكتشفت متحجراتهم فقط في 2006. |
tepelerde yaşayacak, gürültülü sarı bir spor arabaya binip 1.80 boyunda 45 kiloluk kızlarla yatacaktım. | Open Subtitles | كنت سأعيش فى التلال وأقود سيارة سباقات صفراء و أضاجع الفتيات اللواتي بطول 6 أقدام و يزنون 89 باوند |
tepelerde, savaşmaya hazır yüz adamım var. | Open Subtitles | لدي مئات الرجال علي .التلال مستعدون للمعركه |
İzcilerim tepelerde sadece iki düzine adam olduğunu söylediler. | Open Subtitles | الكشافين اخبروني ان هناك 24 .رجل فقط علي التلال |
Kızıl çiçekler tepelerde. | Open Subtitles | أزهار الهضبة تتوهج باللون الأحمر القرمزي |
Karıncaları inceliyorum; çölde, tropik ormanlarda ve mutfağımda. Ayrıca, yaşadığım Silikon Vadisi civarındaki tepelerde. | TED | أنا أدرس النمل في الصحاري، والغابات الاستوائية وفي مطبخي، وفي الهضاب حول وادي السيليكون حيث أعيش. |
Neşeli gün ise parmak uçlarının üzerinde, bekliyor dumanlı tepelerde. | Open Subtitles | و الصباح المرح يقف على رؤوس أصابعه على قمم الجبال الضبابية |
İki hafta sonra bir gün, tepelerde ata bineceğiz, şelaleleri ve yemyeşil ağaçları geçeceğiz asmalarla kaplı patikalardan ve derelerden gideceğiz taki manzaranın muhteşem olduğu yere gelene dek. | Open Subtitles | يوم ما بعد أسبوعين من الان سنمتطى الخيل فوق الجبال بجوار الشلالات و المراعى الخضراء صعودا و هبوطا و حول الوديان من خلال مسارات مغطاة بالكروم |
Kuzey İspanya'daki dillere destan yuvarlak tepelerde ne işimiz var bizim yahu? | Open Subtitles | كيف إنتهى بنا الحال في تلال شمال إسبانيا؟ |
Arazi genelde kayalık olduğu için bu tepelerde mısır yetişmiyor. | Open Subtitles | لا تنمو الحبوب بالتلال هنا، فمعظمها صخور |