terörizmden korunmak şart ama seçmen, daha büyük tehlikeler görüyor. | Open Subtitles | ،الحماية من الإرهاب طبعاً لكن الناخبين يرون مخاطر أكثر أهمية |
terörizmden konuşurken çoğunluk senin Rusya'daki durumunu oldukça korkutucu bulacaktır. | TED | عندما نتحدث عن الإرهاب معظم الناس يجدون الوضع الذي أنت فيه الآن في روسيا مخيف جدًا. |
Ve en önemlisi haber arası reklâmlarında ortaya çıkan şeyin bizi terörizmden koruduğunu öğrendik. | Open Subtitles | والأهم من ذلك، تعلمنا تلك الشركة زاحفة التأثير على الأخبارِ تحمينا من الإرهاب |
Yani o masum kızı öldürüp benim hayatımı mahvetmenin sebebi bu ulusu terörizmden korumak mıydı diyorsun? | Open Subtitles | انت تقول انك قتلت تلك الفتاة البريئة ودمرت حياتي لتحمي الامة من الارهاب ؟ |
Birisi bu kodu benim bilgisayarıma koymuş ve beni siber terörizmden tutuklattırmayı istiyor. | Open Subtitles | أحد ما وضع هذا في جهازي ويريدني ان أُعتقل بتهمة الارهاب الالكتروني |
Aksine insanları çeteci terörizmden korumak üzere kurtarıcılar olarak gidiyorduk. | Open Subtitles | إنما دخلنا كمنقذين لحماية الناس من النهب والإرهاب |
Sayın Başkan terörizmden dolayı suçlandığım için tutuklandım. | Open Subtitles | سيدي الرئيس أنا حالياً محتجز بتهمة الإرهاب |
Sayın Başkan terörizmden dolayı suçlandığım için tutuklandım. | Open Subtitles | سيدي الرئيس أنا حالياً محتجز بتهمة الإرهاب |
terörizmden ve dört cinayete karışmaktan aranıyor. | Open Subtitles | إنه مطلوب بتهمة الإرهاب و التسبب بأربع جرائم قتل. |
terörizmden ölenlerin sayısı yüzde 150 arttı. | TED | وعدد الوفيات بسبب الإرهاب بنسبة 150٪ |
terörizmden sonra, silahlı ayaklanma gelir. | Open Subtitles | بعد الإرهاب يأتي التمرد المسلح |
terörizmden suçlanmayacağıma dair garanti de istiyorum. | Open Subtitles | مع ضمانة أنّني لن أُحاكم بتهمة الإرهاب. |
Assad'ın terörizmden vazgeçmeyi planladığını, kendi örgütünü düzenlediğini, onları politik yöntemlere ikna etmeye çalıştığını söyledi. | Open Subtitles | أن (أسد) ينوى معاداة الإرهاب انه يحاول جذب منظمته إلى صفه يريد أن يُدخلهم الى العملية السياسية |
Assad terörizmden vazgeçtiğini iddia ediyor, Sayın Büyükelçi. | Open Subtitles | (أسد) يدّعى أنه يشجب الإرهاب, سيدى السفير |
Assad'ın bir terörist olmadığını terörizmden alâkasını kestiğini ve barış istediğini söyleyelim. | Open Subtitles | كرجل شجب الإرهاب ويريد السلام |
Axelrod bir anda terörizmden kâr sağlayan Wall Street'dekl kötülüğün reklam yüzü oldu. | Open Subtitles | (آكسلرود) أصبح بعصى سحرية ممثل أعمال (وول ستريت) المخادعة والاستفادة من الإرهاب أو ربما ليس بعصى سحرية |
Ve şu an bizdeki bu özlem genç Arapların bugün kanıtladığı ve aniden kendilerini sadece terörizmden daha fazlası için ölüme hazırladıklarını göstermeleri demokrasi kültürünün bu bölgeden başlayacağına dair bir şans olduğunu gösteriyor ve burayı çevreleyen geri kalan diğer ülkelere de yayılacağını. | TED | والطموح الذي لدينا في هذه اللحظة -- هو شباب عربي يحاول إثبات نفسه اليوم وسريعاً ما يضعون بصماتهم بأنفسهم بكونهم مستعدون للموت لشئ أكثر من الإرهاب -- أن هناك فرصة للثقافة الديمقراطية تستطيع أن تنتشر في المنطقة وتنتشر عبر باقي الدول المحيطة بهم . |
ve oyunu değiştirmek için, bu sahneyi değiştirmeniz gerekiyor. bizim gördüğümüz şekilde -- sahneyi değiştirmek için düşmanlıktan konukseverliğe, terörizmden turizme. | TED | وعندما تتغير معطيات الامور .. تتغير النتائج فكما نرى نحن الامور .. ان ذلك سوف يؤدي تغير مفهوم العداء .. الى حسن الضيافة .. الارهاب . الى السياحة |
Hayatımı mahvettin. Ulusu terörizmden korumak için mi? | Open Subtitles | دمرت حياتي لتحمي الامة من الارهاب ؟ |
Onun suçları cinayet ve terörizmden ibaret değildi. | Open Subtitles | القتل والإرهاب لم يكونا جريمتيه الوحيدتين. |