Yani erkek gibi giyinmeyi, ayine katılmaya tercih ediyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | إذن أنت تفضلين أن تلبسي كالرجال على أن تحضري القداس ؟ |
- Sen de salonda oturmayı mı tercih ediyorsun? - Evet. | Open Subtitles | ـ وأنت تفضلين الجلوس فى تلك الردهة ـ أجل |
Eğlenceli kampındaki izci çocuklarla olmayı tercih ediyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تفضل كل المرح للتخييم بالخارج مع كشافتك , إليس كذلك ؟ |
"Zapper" la zaman geçirmektense hapiste oturmayı mı tercih ediyorsun? | Open Subtitles | تفضّلين القبوع في السجن عن قضاء أمسية واحدة معي؟ |
Sen yetişkin kadınlara tecavüz etmeyi tercih ediyorsun. | Open Subtitles | اليمين. الحق، كنت تفضل للاغتصاب نمت النساء. |
O zaman kuralsız bir yarışma mı tercih ediyorsun? | Open Subtitles | إذاً أن تفضل أن تكون المنافسة بدون قواعد؟ |
Sen Eskiler'in sözünü kızının sözüne tercih ediyorsun. | Open Subtitles | , أنت تختارين كلمات القداماء فوق كلام إبنتك |
Mantıklı olmaktansa sert olmayı tercih ediyorsun. | Open Subtitles | انت تفضل الأجرائات الصارمه على العقلانيه |
Unutmuşum... gerçeği yerine kediyi tercih ediyorsun. | Open Subtitles | لقد نسيت أنت تفضّل قطّتك على الشيء الأصيل |
Sonuç olarak bu kör budalanın yerine gören biriyle olmayı tercih ediyorsun. | Open Subtitles | في نهاية اليوم, تفضلين أن تكونِ برفقة شخص مُبصر عوضاً عن رجل أعمى مغفل |
Evrimin İncil'in önünde gelmesi bana yüksek bir IQ'ya sahip olduğunu gösteriyor ve mantığı bilinmeyene tercih ediyorsun. | Open Subtitles | القراءة في التوراة تخبرني ان لديكي زكاء عالي وانت تفضلين منطقك عن الاخرين |
Eskisi gibi hayal kırıklığıyla evde üzgün üzgün oturmayı tercih ediyorsun. | Open Subtitles | ،أنت تفضلين أن تكوني محبطة وتبقي حزينة مثل السابق |
O zaman bu gece yüklememi tercih ediyorsun, ha? | Open Subtitles | إذاً فأنتِ تفضلين أن ادون ذلك الخبر الليلة, إذاً؟ |
Oğlunun benimle çalışacağına gidip Yahudi hastanesinde çalışmasına tercih ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تفضل أن يعمل ابنك بمستشفى يهودي بدلاً من أن يعمل معي ؟ |
Seni öldürmeye çalışan adamı ele vermektense ölmeyi tercih ediyorsun yani? | Open Subtitles | لذلك أنت تفضل الموت بدلا من التخلي عن الرجل الذي حاول قتلك؟ |
Hayır, sadece ben buraya taşınmadan önce, sen sadece kendine yalan söylüyordun. Ve bununla yetiniyordun. İnsanların sana karşı dürüst olmasındansa senden korkmasını tercih ediyorsun. | Open Subtitles | كلا, قبل أن آتي لهذا المكان, كنتِ تكذبين على نفسك, وتفلتين بهذا كنتِ تفضّلين أن يخافك الناس بدل أن يكونوا صادقين معك. |
Kızına öğretmenlik yapmak yerine, tuvaleti ovmayı mı tercih ediyorsun? | Open Subtitles | تفضّلين تنظيف المراحيض على تعليم ابنتكِ؟ |
Emekli olmaktansa HHM'i batırmayı mı tercih ediyorsun? | Open Subtitles | كنت تفضل هدم هرم من التقاعد. |
Benimle olmak yerine nefret ettiğin biriyle olmayı tercih ediyorsun anlamına geliyor. | Open Subtitles | إنه فقط يعني أنك تفضل أن تكون مع شخص ما تكره , بدلاً من أن تكون معي ؟ |
Sadece söylememeyi tercih ediyorsun. | Open Subtitles | بلى يمكنك أنت من تختارين ألا تفعلي |
Benim yerime bu oyunla oynamayı tercih ediyorsun. | Open Subtitles | انت تفضل اللعب بهذة اللعبة اكثر منى |
Unutmuşum... gerçeği yerine kediyi tercih ediyorsun. | Open Subtitles | لقد نسيت أنت تفضّل قطّتك على الشيء الأصيل |
O halde sen mesai yapmak yerine yardım parasını mı tercih ediyorsun? | Open Subtitles | إذاً فأنت تفضل الحصول على التأمين على أن تقوم بعملك؟ |
Dostun ya da düşmanın olabilirim. Sen ikincisini tercih ediyorsun gibi. | Open Subtitles | أنا يُمكنُ أَنْ أَكُونَ أفضل صديق أَو ألد عدو تَبْدو أنك تفضل الأخيرِ. |
Benimle birlikte olmak yerine, gece mesaisine kalmayı mı tercih ediyorsun. | Open Subtitles | أتفضلين العمل في مناوبة الليل على أن تكوني معي؟ |
Topraktan kirli, karmaşık kıymıklar çıkmasını mı tercih ediyorsun? | Open Subtitles | أنت حقاً تفضل الحصول على شجرة قذرة من الخشب تخرج من الأرض؟ |
Yalnız kalmak yerine sevmediğin birisiyle takılmayı mı tercih ediyorsun? | Open Subtitles | تفضل ان تقضي الوقت مع شخصا لا تحبه عن أن تكون بمفردك |