Kardeşim "yapışık ikiz" sözünü tercih ettiğini söylemek istiyor. | Open Subtitles | أعتقد أن ما يقوله أخّي، أنه يفضّل التعبير توأمان ملتصقان |
Evden ayrılmadan önce Tubal, Cush ve diğer arkadaşlarına Antonio'nun etini, kendisinden alacağı miktarın yirmi katına tercih ettiğini söylediğini duydum. | Open Subtitles | عندما كنت معه سمعته يقسم لمواطنيه ، توبال و كوش بأنّه يفضّل أن يأخذ لحم أنطونيو |
Shin Bet'in başındayken siyasetçilerin iki seçenekli opsiyonları tercih ettiğini görüyorsunuz. | Open Subtitles | بصفتي رئيساً سابقاً للشاباك تعلم أن السياسين دائماً يفضلون الخيارات الثنائية |
Bazı insanların üniversitede zaman kaybetmeyi tercih ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن بعض الناس يفضلون أن يخسروا بعض الوقت في الدراسة الجامعية |
Hâlâ oğlunu Seung Jin Grup'a tercih ettiğini söyleyemiyor musun? | Open Subtitles | مازلتِ لا تقولين أنكِ ستختارين إبنكِ على مجموعة سيونغ جين |
Adam bütün hayatını bu sahilde geçirdiğini kaçmak yerine burada ölmeyi tercih ettiğini söyledi. | TED | قال أنه عاش طوال حياته بالقرب من الشاطئ و أنه يفضل الموت هناك على الهروب |
Bire bir görüşme yerine kitabı tercih ettiğini biliyor. | Open Subtitles | إنه يعلم أنك تفضلين أن تبقي مع المسؤولة عن التقرير اليومي على حده |
Aklımdan geçtiği gibi konuşmamı tercih ettiğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قُلت انك تفضل ان أقول رأيي |
Sana Elflerin Perisi'nin seni tercih ettiğini iletiyorum. | Open Subtitles | ان الجنيه تفضلك و انك تسحرها |
Yetimhane dışında olmayı tercih ettiğini söylemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تَقُولُ بأنّك تُفضّلُ أَنْ لا تَكُونَ في ملجأِ الأيتام ، أليس كذلك؟ |
Neden kendisini şu dünyada en iyi tanıyan erkeğin başka biriyle olmayı tercih ettiğini tüm dünyaya duyurur? | Open Subtitles | لم تعلن للعالم كله أن أكثر رجل يعرفها يفضّل أن يكون مع أخرى؟ |
Alıcı, Komarov'a "Çay alır mısınız?" diye sorunca Komarov da burbonu tercih ettiğini söyleyecek. | Open Subtitles | هو سيسأل كوماروف إذا هو يودّ بعض الشاي. كوماروف سيجيب بأنّه يفضّل bourbon. |
O, seni değersiz hissettirmiş annemizi mikrop öldürücüsü içmeye itmiş ve beni bir elbise içinde görmektense ölü görmeyi tercih ettiğini söylemiş bir adam! | Open Subtitles | هو من قاد أمّنا للإدمان، وأخبرني بأنه يفضّل موتي عن أن يراني في رداء! |
Bir keresinde bana elinden geldiğince... edepsizleri yemeyi tercih ettiğini söylemişti. | Open Subtitles | أنه يفضّل أكل الفظّ من الناس |
Geleneksel olarak hastalarımızın yaklaşık % 80'i hala kenevirli olanları tercih ettiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني القول حوالي 80 بالمئة مرضانا لا يزالون يفضلون القنب الخاص بهم في الشكل التقليدي. |
Küçüğünü tercih ettiğini söyleyen kadınlar var. | Open Subtitles | بأنهم يفضلون العضو " الذكري " الصغير |
Hâlâ oğlunu Seung Jin Grup'a tercih ettiğini söyleyemiyor musun? | Open Subtitles | مازلتِ لا تقولين أنكِ ستختارين إبنكِ على مجموعة سيونغ جين إلى النهاية |
Ve şu anda yargılarım, bana, senin artık bu ekiple birlikte çalışmaktansa, arkadaşınla birlikte evde oturmuş Oprah'ı izlemeyi tercih ettiğini söylüyor. | Open Subtitles | و حكي أنه يفضل أن تكون في اببيت تشاهد أوبرا مع أصدقاتئك أفضل من العمل مع هذا الفريق |
Sen peynirli makarnayı çok şeye tercih ettiğini söylemiştin, onun için ben peynirli makarna, ızgara peynir, domates çorbası yaptım. | Open Subtitles | قلتي أنك تفضلين أكل المعكرونة بالجبن أكثر من أي شيء آخر لذا صنعت المعكرونة بالجبن, الجبن المشوي شوربة الطماطم, أصابع البطاطس |
Çünkü onun yerine Superman'i tercih ettiğini düşünüyor. | Open Subtitles | لانها شعرت انك تفضل سوبر مان عنها |
Sana Cinlerin Perisi'nin seni tercih ettiğini iletiyorum. | Open Subtitles | ان حورية الجان تفضلك و تريدك |
Benim seks manyağı olduğumu ve senin Muhteşem Yabancı'yı tercih ettiğini biliyor mu? Dikkatini bana vermelisin. | Open Subtitles | هل تَعْرفُ أَني مهووس جنسيا وأنت تُفضّلُ غرباءَ مثاليينَ؟ |