Fırıncının tüm süreç boyunca yaptığı tercihler ürünü belirliyor. | TED | لان خيارات الخباز على مدى تلك المراحل هي التي ستحدد نوعية المنتج الذي سيخرج لاحقاً |
Vatandas, isgal altinda yasamla basa çikabilmek için yalin tercihler yapmisti. | Open Subtitles | كان أمام الناس العاديين خيارات قاسية لكيفية التعامل مع الاحتلال |
Ama yaptıkları tercihler hepimizi etkileyen dramatik sonuçlar doğurur. | TED | ولكن الخيارات التي يقومون بها لها نتائج كبرى تؤثر علينا جميعاً، |
Bir bakıma, hayatımın onların yaptıkları akıllıca tercihler ve aldıkları kararların bir sonucu olduğunu hissediyorum. | TED | بشكل ما، أشعر و كأن حياتي هي نتيجة لخيارات و قرارات حكيمة اتخذاها. |
Kötü tercihler yapmak, kriz anında yanlış haraketlerde bulunmak, ve olabilecek tüm kötü davranışlar bu akademiden atılmanıza neden olacaktır. | Open Subtitles | القيام بخيارات ضعيفة و الفشل بعرض أحكامكم في حالة الأزمات كلها سمات سلبية يمكنها أن تجعلكمغيرمؤهلينلهذهالأكاديمية. |
Evlenmesi için ailesi, arkadaşları ve hatta işten baskı görmüş ve berbat tercihler yapmaya itilmiş genç kadınlar tanıyorum. | TED | أعرف شابة تتعرض لضغط رهيب من أسرتها وأصدقائها وحتى في عملها لتتزوج، وهن مجبرات على القيام باختيارات فظيعة. |
Çok çalışıp bir iş sahibi olmak istememizin ve parasız kalmak istemeyişimizin sebebi ekonomik tercihler yapabilelim diyedir. | TED | وهو السبب الذي يدفعك الى العمل و العمل .. والحفاظ على العمل لكي لا تغدو فقيراً .. او مفلساً ان العمل هو من يعطيك حق الاخيار .. الاختيارات الاقتصادية |
Gerçekten aptal tercihler yapmazsan o kadar uzağa, o kadar hızlı düşmen mümkün olamaz. | Open Subtitles | لا تفلس بهذه السرعة. ما لم تقوم بإختيارات غبية |
Seni seviyorum Brian ama farklı tercihler yapmaya başlamazsan burada istenmiyorsun. | Open Subtitles | انا احبك، براين لكن اذا لم تقم بأتخاذ بعض القرارات المختلفة انت غير مرحبا بك هنا |
Soylu tercihler mi yapacaklar... yoksa bu kişi sınanmamış birisi mi olacak? | Open Subtitles | هل سيقومون باتخاذ خيارات نبيلة ؟ او سيكون ذلك الشخص شخص لم يتم اختباره ؟ |
Zeki kadınlar, aptalca tercihler. | Open Subtitles | نساء أذكياء, خيارات غبية حمداً لله على وجود تلك الفتيات |
Ama bu bir yanılsamadır çünkü her gün, hayat bize bir tercihler dizisi sunar. | Open Subtitles | لكنه وهم، لأنه وكل يوم، تقدم لنا الحياة خيارات عديدة. |
Hepimiz bazı zamanlarda tercihler arasında sıkıştığımızı hissederiz. | Open Subtitles | جميعنا نشعر بأننا عالقين في مرحلة أو في أخرى بين خيارات |
Fakat her gün farklı tercihler yapıyorsunuz ve bu tercihler belli hastalıkların risklerini artıracak veya azaltacaktır. | TED | ولكنكم تتخذون خياراتٍ مختلفةٍ في كل يوم، وهذه الخيارات تزيد أو تنقص مخاطر أمراضٍ معينة. |
Sorun şu ki bazı riskleri azaltan tercihler, sizi başka risklerin yoluna çıkarabilir. | TED | المشكلة أن تلك الخيارات التي تخفّض بعض المخاطر يمكن أن تضعك في مواجهة مخاطر أخرى. |
Yaptığımız tercihler üzerine acaba nasıl olurdu diye kafa yormak yerine, boş vermemiz daha iyidir belki de. | Open Subtitles | ربما من الأفضل أن ندع الأمور تمضي وليس أن نتوقف عند الخيارات التي اتخذناها وهل كان يجب أن نسلك هذا الطريق أو ذاك |
Büyüdüğüm ilk zamanlarda ben de kötü mesleki tercihler yapmıştım. | Open Subtitles | عندما تلقيت أول عرض ضخم لي، إتخدت قرارات سيئة في العمل أيضا |
Anılar olsun, tercihler olsun. | Open Subtitles | يؤثر على كل ما يليه ، لحظات تلو الأخرى، قرارات تلو الآخرى |
Son zamanlarda bazı kötü tercihler yaptım ama bu çok iyi çok doğru geliyor. | Open Subtitles | أتعلمين شيئاً؟ قمت بخيارات سيئة جدّاً مؤخراً، لكن يبدو هذا ممتازاً، وصواباً. |
Onlar hayatta bazı kötü tercihler yaptıklarını kabul etmişlerdir ancak çalışanlara, daha da önemlisi kendilerine, suça yönelik tutumlarından uzaklaşmak için gerekli vasıflarla topluma yeniden adapte olmaya hazır olduklarını ispatlamışlardır. | Open Subtitles | أنهم اعترفوا بقيامهم باختيارات سيئة في الحياة لكنهم يثبتون لنا وأكثر أهمية, لهم أنفسهم |
Uzun zamandan beri hayat yolunda iki dostumla yürüyorum kötü şans ve kötü tercihler. | Open Subtitles | لوقت طويل كنت أمشي في طريقي مع رفيقيَ.. ...سوء الحظ، و الاختيارات السيئة. |
Şey, ben zeki bir kadınım ama yanlış tercihler yapıyorum. | Open Subtitles | أنا امرأة ذكية لكن أقوم بإختيارات سيئة |
İnsanlar tercihler yapar ve bu tercihler herkesi etkiler. | Open Subtitles | ويتخذ الناس قرارات وهذه القرارات تؤثر على الجميع |
İçgüdüsel olarak tıkladığımız tercihlerle diğerlerini kıyasladığımızda gerçekten önemsediğimiz tercihler var. | TED | هناك التفضيلات عن الأشياء التي تهمنا عندما نفكر فيها في مقابل التفضيلات التي نضغط عليها غريزيًا. |