| Ama öyle değilsen de, üzerime düşeni yapmak için hiç tereddüt etmem. | Open Subtitles | ولكن إذا كنتِ مخطئة فلن أتردد في القيام بما يجب أن أفعل |
| Zaten iki kez öldürmüşlüğüm var. Yani bir daha öldürmeye tereddüt etmem. | Open Subtitles | لقد قتلت مرتين من قبل, لذا فلن أتردد فى القتل ثانية |
| Bak, kendi hayatımı tehlikeye atmadan sana yardım edebileceksem tereddüt etmem. | Open Subtitles | إسمع، لو أنني أستطيع مساعدتك بدون المخاطرة بحياتي لن أتردد |
| Eğer bana taslağı vermezsen seni topuğundan, dizinden ve incik kemiğinden vurmakta tereddüt etmem. | Open Subtitles | إذا لن تعطيني المخطوطة لن يكون لدي أي تردد في التصويب على كاحليك, ساقيك و ركبتيك. |
| Birini vurmak için hiç tereddüt etmem. | Open Subtitles | ليس لدى تردد بخصوص قتل رجُل |
| Suarez, bir silahım var ve kullanmakta tereddüt etmem. | Open Subtitles | اذا لم اخبرك فانت لن تعلمي بذلك لدي مسدس و لن اتردد باستخدامه |
| İkinizi de öldürmeye tereddüt etmem, hükümetinize bir ders olursunuz, böylece bir dahaki sefere bizi ciddiye alırlar. | Open Subtitles | لن أتردد بقتلكم لجعل منكم عبره الى حكومتكم لذا فى المره القادمه سيأخذوننا بمحمل الجديه |
| Bize karşı gelirsen, onu kullanmaya tereddüt etmem. Tamamen. | Open Subtitles | إذا أصررتِ على عصياننا، لن أتردد في إستعماله بالكامل |
| Seni izliyor olacağım ve eğer yanlış bir şey yaparsan tekrar ortaya çıkıp seni görevden almakta tereddüt etmem. | Open Subtitles | سأراقبك. وإن أخطأت، لن أتردد في الظهور وإزالتك من منصبك. |
| Cehennem ateşi füzeleri. Kullanmaktan tereddüt etmem. - Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | فالطائرة مزودة بصاروخين حارقين لن أتردد في استعمالهما |
| Böbreklerini, bağırsaklarını, sidik torbanı ve diğer her şeyi yere dökmeye tereddüt etmem. | Open Subtitles | لن أتردد بتفجير، بطنك وأمعاءُك ومثانتُك وكلّ شيء بالأرض |
| Endişelenme. Eğer tuhaf bir şey denerse onu indirmek için tereddüt etmem. | Open Subtitles | لا تقلق، إن حاول فعل شيء مريب، فلن أتردد في قتله. |
| Ve bu inceleme sonucunda yeterli bulunmazsınız, sizi tutuklamakta tereddüt etmem. | Open Subtitles | وأنا لن أتردد عن أخذ الوصايه عنك إذا وجدنا شيء غير صالح |
| Seni çakallara atmakta tereddüt etmem. | Open Subtitles | لن أتردد ولو للحظةٍ في أن أرميَ بجثتِكَـ للضباع |
| Seni uyarıyorum. Ona baş vurmakta tereddüt etmem. | Open Subtitles | أحذرك أنني لن أتردد بالإستفادة منه |
| Biri "San Diego'ya gelecek misiniz?" dediğinde hiç tereddüt etmem. | Open Subtitles | لم أتردد أبداً بالقدوم إلى سان دييغو |
| Aşkım, eğer Anne seninle kalırsa, hiç tereddüt etmem. | Open Subtitles | إذا بقيت آن معك حبيبتي قلن أتردد للذهاب |
| ♪ Hiç tereddüt etmem ♪ | Open Subtitles | * لن يكون هناك تردد* |
| Gösterin onu diyorum yoksa ve ben şunu söylemeye tereddüt etmem onu arka arkaya tutulmayan sözler arasında sayarım. | Open Subtitles | إنتجه .. انا أقول ...وانا لا اتردد في قول هذا أنى أصنفه مثل أمور أخرى ضمن سلسلة الوعود المنكوثة |
| Jessi bir tek randevusuna bile gelmezse Sosyal Hizmetler'i aramakta tereddüt etmem. | Open Subtitles | في الحقيقة اذا لم تحظر جيسي جلسة من الجلسات لن اتردد في الاتصال بالخدمة الإجتماعية |