Harry'nin asla karısını terk etmeyeceğini anladım. | Open Subtitles | لأدرك بأن هاري لن يتخلى عن زوجته |
Gaius, Tanrı'nın seni terk etmeyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أن الإله لن يتخلى عنك |
* Onu hiçbir zaman terk etmeyeceğini söyle ona * | Open Subtitles | * أجل * * أخبريه أنك لن تتركيه أبداً * |
* Onu hiçbir zaman terk etmeyeceğini söyle ona * | Open Subtitles | * أخبريه أنك لن تتركيه أبداً * |
Beni terk etmeyeceğini biliyordum, dostum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنك لن تتخلى عني، الأصدقاء. |
kendimi senin için tehlikeye attıktan sonra Fort Lauderdale'de beni.... terk etmeyeceğini farkettim. | Open Subtitles | ظننت فقط بأنك لن تتركني أدور في الريح في حصن لودريدال بعد أن خاطرت بنفسي لأجلك |
* Beni terk etmeyeceğini bildiğim * | Open Subtitles | * أعلم أنه لن يتخلى عني * |
* Beni terk etmeyeceğini bildiğim * | Open Subtitles | * أعلم أنه لن يتخلى عني * |
* Onu hiçbir zaman terk etmeyeceğini söyle ona * | Open Subtitles | * أخبريه أنك لن تتركيه أبداً * |
* Onu hiçbir zaman terk etmeyeceğini söyle ona * | Open Subtitles | * أخبريه أنك لن تتركيه أبداً * |
Beni asla terk etmeyeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | اخبرتني أنك لن تتخلى عني قط؟ |
Beni asla terk etmeyeceğini söylemiştin, ve beni bıraktın. Sen bir yalancısın! | Open Subtitles | قُلت بأنّك لن تتركني وتركتني, يا كذّاب |
Beni burada ölüme terk etmeyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | علمت بأنك لن تتركني هنا لأموت |
-Beni asla terk etmeyeceğini söyle. -Asla. | Open Subtitles | قل لي إنك لن تتركني أبداً - أبداً - |