Tanıdık mekanlar hafızamı tetikleyebilir. | Open Subtitles | مشاهد مألوفة كانت تُساعدني في تحفيز ذكريات بالنسبة لي |
Bu da psikopat yönünü tetikleyebilir. | Open Subtitles | يُعد هذا خطراً كبيراً لإعادة تحفيز ميوله السيكوباتية من جديد |
En ufak bir kıvılcım bile tetikleyebilir. | Open Subtitles | فأدنى درجة من شرارة يمكن أن تفجّره |
Ortakyaşamların istemsiz karşılıkları bazı komplikasyonları tetikleyebilir, anestezi altında olsa bile. | Open Subtitles | ويمكن أن يؤدي إلى مضاعفات حتى تحت التخدير |
Aslında aşırı stres, kalp krizini tetikleyebilir. | Open Subtitles | في الواقع، التوتّر الحادّ قد يُسبّب سكتةً قلبيّة. |
Büyük bir duygusal değişiklik, iyi bir şey bile olsa bağımlılığı tekrar tetikleyebilir. | Open Subtitles | أيّ تغيّر عاطفي كبير، حتى وإن كان جيّداً، يمكنه إحداث إنتكاس لدى المدمن. |
Ama nadir vakalarda tekrarlayan maruziyet hipersensivite reaksiyonunu tetikleyebilir. | Open Subtitles | لكن في حالاتٍ نادرة، يمكن أن يثير التعرّض المتكّرر تفاعلاً مفرط الحساسيّة |
Roman'a anılarını hatırlatmak anti sosyal davranışlarını tetikleyebilir. | Open Subtitles | فقد يتسبب الأمر في إعادة تحفيز سلوكه المُعادي للمُجتمع |
- Ne dedi? En ufak bir kıvılcım bile onu tetikleyebilir dedi. | Open Subtitles | قال أنّ أصغر شرارة يمكن أن تفجّره |
Akşam yemeği için ailesiyle buluşmak bütün olaylar zincirini tetikleyebilir. | Open Subtitles | لقاء الوالدين على العشاء هذا يمكن أن يؤدي ألى سلسلة كاملة من الأحداث |
Onlara saldırmak galaksilerarası bir savaşı tetikleyebilir. | Open Subtitles | يمكن أن يؤدي الهجوم عليهم الى نشوب حرب بين المجرات |
Yani Mark'a bir şey olursa, bir iç savaşı tetikleyebilir. | Open Subtitles | لذا لو شيء حدث لـ(مارك)، ذلك يمكن أن يُسبّب حرب أهلية |
Büyük bir duygusal değişiklik bağımlılığı tekrar tetikleyebilir. | Open Subtitles | أيّ تغيّر عاطفي كبير، حتى وإن كان جيّداً، يمكنه إحداث إنتكاس. |
Bizim yaşımızdaki birinin ölümü bir çok duyguyu tetikleyebilir. | Open Subtitles | وفاة زميل و خاصة بنفس العمر يمكن أن يثير مجموعة من العواطف |