Burroughs'un şartlarını kabul edeceğim ama The Paradise'ı da korumam lazım. | Open Subtitles | إذن سوف أوافق على شروط بوروز لكن احتاج شيئا يحمي الفردوس |
Efendim, ben The Paradise'a Bay Moray'in eşi öldükten sonra geldim. | Open Subtitles | سيدي , أنا قدمت الى الفردوس بعد وفاة زوجة السيد موراي |
Beş gün içerisinde The Paradise, tüm mağaza, her bir bölümü toptan büyük bir indirime girecek. | Open Subtitles | في خلال خمسة أيام الفردوس , المتجر بأكمله جميع الأقسام سوف تجتمع سويا في تخفيضات كبرى |
The Paradise'ın müşterilerle dolup taştığını görmesi lazım. | Open Subtitles | و أريده أن يرى الفردوس ممتليء جداً بالزبائن |
The Paradise'a akla gelmedik binlerce çekici şey getireceğim. | Open Subtitles | أريد أن أجلب آلآف الاغراءات التي لم يُحّلم بها إلى الفردوس |
Beni desteklemeni The Paradise'a ve bana inanmanı istiyorum. | Open Subtitles | لكي تدعمني أريدك أن تثق في الفردوس أن تثق بي |
Başardığınız şey The Paradise'ın genişleyebileceğini ve hepimizin önünde yapacak çok işi, alacak çok maaşı olduğunu kanıtladı. | Open Subtitles | ما حققتموه يعني بأن الفردوس يستطيع التطور بأن كل منا سيكون لديه عمل ليأتي إليه , و أجور ليعيش منها |
Gelecek aydan itibaren The Paradise, müşterilerine çocuk giyim bölümü sağlayan Avrupa'nın ilk ve tek mağazası olacak. | Open Subtitles | الفردوس سيكون المتجر الأول و الوحيد في أوروبا الذي يوفر لعملائه قسم مخصص للأطفال |
The Paradise genişleyeceği için daha çok müşteriye, yardımcı yöneticilere ihtiyaç olacak. | Open Subtitles | لأن الفردوس على وشك التوسع الرئيس سيحتاج إلى المزيد من المشترين مدراء مساعدين |
The Paradise'a gelsem, işe ortak olsam mesela. | Open Subtitles | , لو يمكن أن أدخل إلى الفردوس نوعا ما كشريك في الأعمال التجارية |
Her gün dışarıdaki insanların beni geçip The Paradise'a doğru yol almasını izliyorum. | Open Subtitles | , أقف في المتجر كل يوم وأشاهد الناس يأتون ويذهبون يمشون بجواري متوجهين إلى الفردوس |
Biz The Paradise'ı genişletirken kalkmış alışveriş noktasını değiştiriyor. | Open Subtitles | نحن نقوم بتوسيع الفردوس , وهي تتسوق في مكان آخر |
Her şey Bay Moray'in The Paradise'ı huzurlu bir şekilde genişletebilmesi için. | Open Subtitles | كل مافي الأمر هو تمكين السيد موراي من أجل توسيع الفردوس بطريقة سلمية |
The Paradise'ın onların hayallerini gerçekleştirmeyi dilediğini göstermeliyiz. | Open Subtitles | لنظهر لهم أن الفردوس هو مكان لتحقيق أحلامهم |
Denise, The Paradise çalışanlarının mağaza dışında çalışmaları yasaklanmıştır. | Open Subtitles | دنيس , أنه محظور على موظفي الفردوس ممارسة الخياطة خارج المحل |
Bay Burrough'ın bu kadar çabuk The Paradise'tan kovulmayı iyi karşılamayacağı içime doğuyor. | Open Subtitles | لدي انطباع قوي بأن السيد بوروز لن يتقبل الامر جيداً لطرده من الفردوس بهذه السرعة |
Ama hâlâ burada, The Paradise'ta. | Open Subtitles | لكنه لايزال هنا في الفردوس , أليس كذلك ؟ |
Belki Bradley sonunda The Paradise'ın ona göre olmadığını anlamıştır. | Open Subtitles | ربما برادلي قرر بأن الفردوس ليس مناسباً له على كل حال |
The Paradise'tan bir iş teklifi aldım. | Open Subtitles | لقد عُرٍِِض علي منصب في متجر " الفردوس " |
The Paradise'a gelmelisiniz bayanlar. | Open Subtitles | -يجب عليكم القدوم إلى "الفردوس" , سيداتي |