Ve bu nedenle de uzun yıllardır şehrin uyuşturucu ticareti ve kullanımının merkezi. | TED | وبسبب ذلك، أصبحت مركزًا لباقي المدن في تجارة المخدرات واستهلاكها لعقود. |
Ayrıca uyuşturucu ticareti ve kullanımının semtteki yaşamın bütün yönlerini nasıl etkilediğini gösteren bir fotoğraf. | TED | وهذا هو أيضا ما يشبهه عند تجارة المخدرات وتعاطيها يؤثر على كل جوانب الحياة في الحي. |
Bu semtteki kütüphanemiz bir parkın içinde inşa edilmiş ve bu park özellikle eroin olmak üzere, uyuşturucunun bulunabildiği ve açıkta kullanıldığı bir yer olarak ün kazanmıştır ve bu nedenle bölge insanları her gün uyuşturucu ticareti ve kullanımı ile doğrudan temas hâlindedir. | TED | وهكذا داخل الحي، تقع مكتبتنا داخل حديقة، التي لسوء الحظ اكتسبت سمعة بكونها مكانًا للعثور على العقاقير واستخدامها، خاصة الهيروين. في العلن، مما وضعنا نحن والمجتمع في تواصل مباشر مع تجارة المخدرات واستخدامها على نطاق يومي. |
Uyuşturucu ticareti ve cinayetten Kanada polisine teslim edileceksin. | Open Subtitles | إنهم على استعداد لترحيلك بتهمتيّ القتل وتهريب المخدرات. |
Bu politikalar onu halkına sevdirdi, ancak ticareti ve ekonomik büyümeyi yavaşlattı. | TED | هذه السياسات أكسبته حب شعبه، لكن التجارة والنمو الاقتصادي عانيا من التباطؤ. |
Seks ticareti ve cinayetler.. | Open Subtitles | تجارة الجنس، والقتل. |
(Gülüşmeler) Bu ülkenin devlet okulu sistemi köle ticareti ve köle işçiliğinden gelen ticaret kullanılarak inşa edildi, satın alındı ve ödendi. | TED | (ضحك) نظام التعليم العام في هذا البلد تمَّ بناؤه وشراؤه والدفع من أجله باستعمال التجارة المتولدة من تجارة العبيد والسخرة. |
Yasa dışı silah ticareti ve kaçakçılığı bizi endişelendiriyor. Beki de hepsinden öte insan kaçakçılığı ve bunun korkunç bedeli bizi endişelendiriyor. | TED | نحن قلقون بشأن حركة وتهريب الأسلحة الغير قانونية وفوق كل شئ, ربما، نحن قلقون بشأن الإتجار بالبشر، والتكاليف الفظيعة التى يسببها. |
-Silah ticareti ve kaçakçılığı. -Kaçakçı oldukları resmileşti. | Open Subtitles | نقل وتهريب الأسلحة |
Yabancı sermaye Amerikayı canlandırıyor. Biz dürüst ticareti ve serbest pazarı destekledik. | Open Subtitles | التجارة الخارجية تنعش أمريكا لقد كنت دائما نصيرا للتجارة العادلة |
Vergiler yükselince köprüler, yollar inşa edecek ticareti ve müdafaayı kolaylaştıracağız. | Open Subtitles | و مع الضرائب يمكننا أن نبني الجسور والطرق التي تساعد التجارة ودفاعنا |
1600'lü yıllara gelindiğinde alkol, hayvanları harekete geçirmeden tüm sonuçlarıyla birlikte küresel ticareti ve keşfi hızlandırmaya geçmişti. | TED | لذلك بحلول القرن السابع عشر، انتقل الكحول من كونه يعطي الحيوانات الثمالة ليغذي التجارة العالمية والاكتشافات... بالتوازي مع مخاطرها. |