Tüm eyaletin uyuşturucu trafiği kontrolünde, şimdi de kadın ticaretine girdi. | Open Subtitles | إنة يسيطر على تجارة المخدرات في الولاية,و الآن يعمل في البغاء |
Ancak bu şehrin geçim parası üniversite ticaretine göre doğup ölüyor. | Open Subtitles | ولكن مصدر رزق هذه المدينة يعتمد كليًا على تجارة تلك الجامعة |
Demir Bankası'nın köle ticaretine hatırı sayılır bir altın yatırdığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أخمّن أن المصرف الحديديّ استثمر الكثير من الذهب في تجارة العبيد. |
Beyaz adam altın için, viski ticaretine gelmemeli. | Open Subtitles | الرجال البيض يجب ألا يأتوا لتجارة الويسكي مقابل الذهب |
Burada kimse afyon ticaretine girmeden savaşı kazanamaz. | Open Subtitles | لا أحد يفوز في حرب هنا من دون أن يتحمك بتجارة الأفيون |
Eğer bunu kolaylaştırabilirsek sınır boyunca baskının birazının azaldığını göreceksiniz ve böylelikle Sınır Devriyesi'ndeki erkek ve kadınların insan ticaretine ve uyuşturucu kaçakçılığına odaklanmasını sağladığını da göreceksiniz. | TED | فإذا تمكننا من تسهيل ذلك؛ فسترون أن بعض الضغوط على الحدود قد خفّت مما يتيح للرجال والنساء من حرس الحدود التركيز على الإتجار بالبشر وكذلك منظمات الإتجار بالمخدرات. |
Eserde köle ticaretine şekerin aşırı miktarda tüketimine ve arada kalan bazı tatlı anlara değinildi. | TED | بدءًا من تجارة الرق وحتى زيادة استهلاك السكر ولحظات رائعة بين الحدثين |
Ve Juanderson okula gitmek yerine, yaşadığı bölgede, bir çeşit fırsat ve umut yaratan uyuşturucu ticaretine girmiş. | TED | ولكن جوانديرسون حصل على فرصة حصل على امل وقاه من ان يغدو عنصرا في تجارة المخدرات |
Pişman değilim. Köle ticaretine karşı gerekli bir ders verilmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | كان ذلك درسا ضروريا في حملتي ضد تجارة الرقيق. |
Uyuşturucu ticaretine denetim altında izin verilecek. | Open Subtitles | اذا اتفقنا , ستكون تجارة المخدرات مسموحة و لكن خاضعة للسيطرة |
Anlaştık. Uyuşturucu ticaretine denetim altında izin verilecek. | Open Subtitles | اذا اتفقنا , ستكون تجارة المخدرات مسموحة و لكن خاضعة للسيطرة |
Kadın ticaretine girince böyle bir olabilir tabii ki. | Open Subtitles | أعتقد أن تلك مخاطرة واردة عندما تتورط في تجارة البشر. |
Yeni kuzey Afrika hükümetlerinden görev almıştı, köle ticaretine son vermek için. | Open Subtitles | لقد حصل على تفويض من حكومات شمال أفريقيا الجديدة لكى ينهى تجارة العبيد |
Anlaştık. Uyuşturucu ticaretine denetim altında izin verilecek. | Open Subtitles | اذا اتفقنا , ستكون تجارة المخدرات مسموحة و لكن خاضعة للسيطرة |
Neyse, farkettim ki silah ticaretine gireceksem yüksekleri hedefleyecektim. | Open Subtitles | ، على أية حال، أعتقدت ، لو إننى ذاهباً إلى تجارة السلاح فأنا ذاهب لمستوى عالى |
Sovyetler Birliği dağılmaya başlayınca silah ticaretine girdiler. | Open Subtitles | عندما انهار الاتحاد السوفيتي دخلو في تجارة الاسـلحة |
Umarım annen insan eti ticaretine girmeden orayı yönetebilir. | Open Subtitles | حسناً، أتمنى أن يكون بإمكانها تولي الأمور بدون الإشتراك في تجارة بيع الأعضاء البشرية |
Sen uyuşturucu ticaretine karşı savaşmıyorsun Onu koruyorsun. | Open Subtitles | أنت جزء من تجارة المخدرات أنت تقوم بحمايتها |
Her kokain aldığında bu ülkeyi mahveden milyarlarca dolarlık yasa dışı uyuşturucu ticaretine yardımcı olduğunun farkında mısın? | Open Subtitles | في كل مرة تشتري الكوكايين, تساعد في تمويل تجارة مخدرات غير مشروعة بمقدارة مليار دولار والتي تجعل هذا البلد يضعف, |
Ya kilisenin köle ticaretine sessiz kalmasına ne demeli? | Open Subtitles | رجاء وماذا عن موافقة الكنيسة الصامتة لتجارة العبيد؟ |
Kokain ticaretine indirilecek koca bir darbeden ve binlerce hayatı kurtarmaktan bahsediyoruz. | Open Subtitles | نحن نتحدث عن ضربةٍ مُدوّية لتجارة الكوكايين .. وإنقاذ الالاف من الأرواح سعادة السفيرة - |
Santo Domingo'da inci ticaretine başlamayı düşünüyormuş. | Open Subtitles | و لكن كيف حاله ؟ دييجو يفكر في البدء بتجارة . اللؤلؤ في سانتو دومينجو |
Ben onların insan ticaretine bulaştıklarını düşünüyordum. | Open Subtitles | ظننتهم متورطين في الإتجار بالبشر |