ويكيبيديا

    "ticaretle" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • التجارة
        
    • بالتجارة
        
    • بالمبيعات
        
    Çünkü ticaretle uğraşmaya bu kadar fazla ilgi duymuyorum. Bu McDonald's'a aykırı. Open Subtitles لأنني ليس لدي نية في الإنغماس في هذا النوع من التجارة الفجة.
    ticaretle, ortaklar arasında karşılıklı dayanışma ve ortak kazanç oluşur. TED فأينما توجد التجارة يوجد الترابط و المصالح المشتركة
    O sözleşmeyi yapma sebeplerimden biri de bu. Babam ticaretle uğraşırdı. Open Subtitles احد الاسباب التي جعلتني احصل على العقد هو ان والدي كان في مهنة التجارة
    Açık olmak gerekirse, bu ticaretle ilgili. TED لذا لنكن صريحين; إن الأمر يتعلق بالتجارة.
    Dayısı ticaretle uğraşıyor ve Cheapside'da yaşıyormuş. Open Subtitles خالها, لقد أخبرتنى أنه يعمل بالتجارة ويسكن فى الجزء الفقير من المدينة
    Tatlım bak ben ticaretle uğraşıyorum. İnsanları okumak benim işim. Open Subtitles أنا أعمل بالمبيعات عزيزتي- ووظيفتي أن أقرأ النّاس بتصرّفاتهم
    İsmi Bob olacak, uluslararası ticaretle uğraşacak. Open Subtitles بوب,هذا سيكون اسمه خبير في التجارة العالمية
    ticaretle pek alakası yok. Bedava olmadığı da çok açık. Open Subtitles يوجد بعض الدول غير منتجة ولا تستطيع عمل أى شىء من التجارة
    Bizim sözde serbest ticaretle, insani değerlerimize mal olmadığı sürece sorunumuz yok. Open Subtitles لايوجد مشكلة فى التجارة إذا لم تتعارض مع حقوق الإنسان
    İngilizler ve Osmanlıların ilişkisi ağırlıklı olarak ticaretle ilgiliydi ama aralarındaki diplomatik ilişki, ortak bir düşmanlarının olmasıyla kolaylaştı. Open Subtitles كانت العلاقة بين الإنجليز والعثمانيين عن التجارة في الأساس لكن افترض البعض أن السياسة في
    Bu sayede benimki gibi ticaretle uğraşan bir ulusun tekrar güvenini kazanırsınız. Open Subtitles إنه يبث الطمئنينة لأمة التجارة مثل أمتى
    Konuştuğumuz tüm tüccarlar, bunun ticaretle uğraşmak için bir fırsat olduğunu söylüyor. Open Subtitles جميع التّجار الذين تحدّثنا إليهم قالوا أن فرص التجارة...
    ticaretle uğraşırdı ve görgü kurallarından yoksundur. Open Subtitles أصوله من التجارة وهو يفتقر إلى الأخلاق.
    Osmanlılar uluslararası ticaretle ilgilenmiyorlardı, Amerika kıtalarını görmezden geldiler ve sonunda bölgelerinde kısıtlı kaldılar. Open Subtitles لم يهتم العثمانيون بالتجارة الدولية، لم يفتحوا أعينهم على الأمريكتين وكان مصيرهم الطويل أن تسقطهم الريفية
    Bundan böyle ticaretle daha içli dışlı olacağım. Open Subtitles سوف أنخرط بالتجارة أكثر من الآن فصاعداً.
    Dürüst ticaretle ilgileniyoruz sadece. Open Subtitles نحن فقط مهتمن بالتجارة العادلة
    Clark işe ticaretle başlamıştı ama şimdi çok altını var. Open Subtitles بدأ (كلارك) بالتجارة لكنه أصبح الآن قوياً في مجال الذهب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد