Biliyosun, bu ilk tiksinti bir kez geçince artık o kadar kötü olmuyor. | Open Subtitles | تعرف, بمجرد أن تتجاوز الاشمئزاز الأوّلى هذه الأشياء ليست سيئة |
Ladin, 3.000 masum insanı öldürdü ve bu Müslüman Dünyası'nda bile korku ve tiksinti ile karşılandı. Bu da gösteriyor ki kendisinin cihad anlayışı asla yaygın hale gelemez. | TED | فيها قتل 3000 إنسان بريء، و هذا عبأ العالم الإسلامي بالرعب و الاشمئزاز و ما عناه ذلك هو أن فكرته عن الجهاد لا يمكن أبداً أن تصبح تيار |
tiksinti Filmcilikte sıkıştım. | Open Subtitles | أنا عالقة في موقع "تصوير شركة "أفلام ريبلشن |
Archie, tiksinti filmciliğe ait... şu güvenlik kayıtlarını gösterir misin lütfen? | Open Subtitles | مرحباً يا(أرتشي), هل يمكنك أن تحضر ملف فيديو المراقبة الخاص بقضية شركة "أفلام ريبلشن", من فضلك؟ |
Müthiş bir tiksinti hissetsem de onları anladığımı itiraf etmeliyim. | TED | الشئ الذي يجب أن أعترف به لنفسي، مع اشمئزاز شديد أنني أصبت به. |
Belli ki, Gus, Rene Auberjonois'ya tuhaf bir tiksinti duyuyor. | Open Subtitles | نعم ، على ما يبدو جاس لديه نفور غريب الي ريني ابرجونويز |
Çünkü bir tek tiksinti engel olur İpini koparmış insanlara | Open Subtitles | يسبب الاشمئزاز فقط اشمئزاز الناس |
Bana vurduğunda, Reid, yüzündeki tiksinti bakışını benden çek. | Open Subtitles | ثق بقولي ،(ريّد) نظرة الاشمئزاز التي اعتلت وجهك عندما ضربتني؟ |
Harika bir fikir. Öfke, Korku, tiksinti. | Open Subtitles | فكرة سديدة (الاشمئزاز)و( الخوف)و( الغضب) |
İşçi Güvenliği ve Sağlığı bizi kapatır, yasalara aykırı bir ölüm nedeniyle k.çımızı da mahkemeye kaptırır, ve tüm bunlar da, tiksinti Filmciliğin sonu olur! | Open Subtitles | "ستقوم "إدارة السلامة والصحة المهنية بأغلاق نشاط الفرقة سَنُقاَضْيَ حتي نهايتنا لحدوث قتل عن طريق الخطأ "وتلك ستكون نهاية شركة "أفلام ريبلشن |
ve tüm bunlar da, tiksinti Filmciliğin sonu olur! | Open Subtitles | "وبهذا سيكون نهاية شركة "أفلام ريبلشن |
Merkez, ben C-13 Willows... benimle tiksinti Filmcilikte buluşmak üzere destek istiyorum. | Open Subtitles | إلي مركز توزيع المهام, هنا "المحققة (ويلوز) رمزي "سي 13 أطلب دعم لمقابلتي في موقع "تصوير شركة "أفلام ريبلشن |
Senin tiksinti Filmcilik için... çalıştığına inanamıyorum. | Open Subtitles | "في التمثيل في شركة "ريبلشن |
Hayır, suç mahalli resimleri herkeste tiksinti ifadesi yarattı. | Open Subtitles | لا لا صور موقع الجريمة اظهرت اشمئزاز عندهم جميعاً بشكل عام |
Ona karşı ne bir hoşnutsuluk... ne soğukluk, ne tiksinti, ne de nefret hissettim.... bedeni bütünüyle beni kabul etti, ve beni kabul etmek istediğini hissettim. | Open Subtitles | كانت هي الحالة الأولى التي لم أشعر فيها بأي نفور، أو مسافة, أو اشمئزاز,... أو عدم استلطاف لتلك المرأة, ولكني قبلت بجسدها كلياً, ولاحظت أنها قبلت بي. |