Yani tilkilerle tavşanları düşünün, tavşan, tilkiden uzak durmak için her yolu denerken tilki de etrafta devriye gezerek tavşan arar. | TED | فإذا تخيلت الأرانب والثعالب، تحاول الأرانب تجنب الثعالب بأي ثمن، بينما تجوب الثعالب المنطقة محاولةً البحث عن الأرانب. |
"Dolaşan dedikodulara göre, bunlar tilkilerle rakunların işiymiş." | Open Subtitles | ان الاشاعة تقول ان السكان المحليون يقلون ان هذا من فعل الراكون و الثعالب |
"tilkilerle rakunları ortadan kaldırmamız sorunları halleder." | Open Subtitles | سوف فقط نقوم بابادة الثعالب و الراكون المسببين لمشكلة |
Biz tilkilerle kaçan kızlar gibiyiz. | Open Subtitles | نحن مثل أولئك البناتِ الذين رَكضَوا مثل الثعالبِ. |
Biz o tilkilerle kaçan manyak kızlarız. | Open Subtitles | نحن مثل أولئك المهوسين الذين رَكضَوا مثل الثعالبِ. |
tilkilerle baş edemiyorlar. | Open Subtitles | لم أستطع أن أجلب ثعالب |
Televizyon ve öteki medya kuruluşları, tilkilerle rakunların modernleşme yüzünden ortadan kaybolduklarını söylüyor. | Open Subtitles | التلفاز و وسائل الاعلام الاخرى تقول بان الثعالب و الراكون قد اختفوا بسبب التطور السكني |
tilkilerle rakunların dönüşüp, ortadan kayboldukları doğru, ama ya tavşanlarla porsuklara ne oldu peki? | Open Subtitles | ايضا صحيح ان الثعالب والراكون يستطيعون التحول و الاختفاء لكن ماذا عن الارانب و الحيوانات الثدية الاخرى؟ |
Yani, burası çakal, porsuk ve tilkilerle kaynıyordur. | Open Subtitles | أعني هذه الممرات تعج مع الذئاب الغرير، الثعالب |
Bana bu konuda ilham verdiler. Ve ayrıca tilkilerle de yaşamam, çok etkili oldu ve içmeyi bıraktım. | Open Subtitles | كانوا يشجعونني كثيرا, و الثعالب أيضا |
Annem ve babam bana tilkilerle ilgili bir kitap almışlardı. | Open Subtitles | والدايّ وجدوا لي كتاب عن حياة الثعالب |
tilkilerle. | Open Subtitles | ثعالب |