Hey, hiç sokağın sonundaki şu küçük tiyatroya gittin mi? | Open Subtitles | هاى ،هل دخلت من قبل المسرح الصغير الموجود بنهاية الطريق؟ |
Seni tiyatroya, sinemaya götürdüm. Daha önce hiçbir kıza bu kadar iyi davranmadım. | Open Subtitles | ذهبنا إلى المسرح والسينما لم أكن لطيفا أبدا مع أي فتاة من قبل. |
Görünüşe göre tiyatroya gelen herkes sırf orada görünmek için gelmiş gibiydiler | Open Subtitles | يبدوا أن كل من كان في المسرح كان هناك لكي يُرى فقط |
Biz geri dönmeden tiyatroya başka haşere girmesine izin vermeyeceğiz. | Open Subtitles | لا نرغب بأن يدخل المزيد من المعتوهين للمسرح قبلَ عودتنا |
Ve bu program bize içten içe bildiğimiz bir şeyi gösterdi: İnsanların tiyatroya olan ihtiyacı yemeğe ve içmeye olduğu kadar şiddetli. | TED | وهذا البرنامج أثبت لنا أمرًا عرفناه بشكل بديهي: احتياج الناس للمسرح قوى كاحتياجهم للطعام أو للشراب. |
Hep Wasim'in neden Amit'le buluşmaya tiyatroya gittiğini merak etmiştim. | Open Subtitles | ظللت أتساءل لماذا ذهب وسيم إلى هذا المسرح للقاء أميت. |
Hemen hayal kırıklığına uğrarsınız, çünkü bilseniz de bilmeseniz de tiyatroya, bir izleyici kitlesinin bir parçası olmak için gelmiştiniz. | TED | ستصابون بالإحباط على الفور، لأنه سواء علمتم ذلك أم لا، لقد أتيتم إلى ذلك المسرح لتصبحوا جزءًا من الجمهور. |
Sana bir kaç soru sormak istiyorum, tiyatroya düzenleme yapacaklar. | TED | أريد أن أسألك بضعة أسئلة، سيقومون بتجهيز المسرح. |
Tabii ki evet: Oyunu izlemek için tiyatroya gittim. | TED | حسناً، بالطبع: أنا ذهبت الى المسرح لأشاهد العرض. |
tiyatroya gelince pıs diye sönüyorlar, değil mi? | Open Subtitles | لم تأت بالمفعول ذاته في المسرح ، أليس كذلك |
Odada seni yatar halde bıraktıktan sonra... arkadaşlarına katılmak üzre tiyatroya gitmişti. | Open Subtitles | ...بعد أن بقيتِ مستلقية في غرفتك .ذهب إلى المسرح للانضمام إلى أصدقائه |
Ötesinde gökyüzünden başka bir şey olmayan sahnesi ufku olan bir tiyatroya benziyordu. | Open Subtitles | بدا وكأنه مسرح وأفقه يمثل ستارة المسرح ولا شيء فوقه سوى السماء |
Hasta yatağını terk edip tiyatroya dönebilecektin. | Open Subtitles | وتمكنت وقتها من ترك سرير المرض، والرجوع إلى المسرح |
Hasta yatağını terk edip, tiyatroya dönebilecektin. | Open Subtitles | وتمكنت وقتها من ترك سرير المرض، والرجوع إلى المسرح |
Bizi otelden tiyatroya götürmesi için bir at kiralamıştım. | Open Subtitles | طلبت حصانا ومزلقة لأنقلك من الفندق إلى المسرح |
Eğer tiyatroya gitmek istersen söyleyebilirsin. | Open Subtitles | إذا كانت لديك رغبة بالذهاب إلى المسرح فأخبريني |
Eğer çok iyiysem, annem ve babamla birlikte tiyatroya gitmeme izin verilirdi | Open Subtitles | واذا كنت جيدا, كان يسمح لي بمرافقة ابي وامي للمسرح |
Sonra tiyatroya gitmek için üzerimi değiştirmeye gittim. | Open Subtitles | ثم عدت إلى المنزل و غيرت ملابسي لأذهب للمسرح |
Bay Opalsen, sizi tiyatroya götürmem için beni gönderdi, efendim. | Open Subtitles | و لقد أرسلني السيد " أوبالسن " حتى أوصلك للمسرح |
Gece Ray ve arkadaşlarla tiyatroya gideceğiz ve fazla bir biletimiz var. | Open Subtitles | لا، على محمل الجد. راي وأنا ذاهب إلى مسرحية هذه الليلة مع بعض الأصدقاء. |
Öyle planlamış ki, gerekli olursa diye tiyatroya vaktinde yetişerek, yerini teyit edecek tanık ayarlamış. | Open Subtitles | خطط كل شئ حتى يلحق بالمسرح في الوقت المناسب ليقوي حجة غيابه إن اضطر لذلك |
Sizin gibi, tiyatroya gelip oyuna ruhunu katan kişileri tanımak öyle rahatlatıcı ki Şu kalabalık sadece oyun moda diye geliyor. | Open Subtitles | أنت لا تَعْرفُ هكذا يُنعشُ هذا لمُقَابَلَة شخص ما الذي لا فقط يَجيءُ إلى المسرحِ لكن الذي يَعطي نفسه على إليه. |
Evet, oyunu bir geceliğine doksan dokuz koltuklu bir tiyatroya alıyoruz. | Open Subtitles | نعم، سنعرض المسرحية لليلة واحِدة في المسرح الذي يحوي 99 مقعد. هل بإمكانك أن تأتي؟ |
1903 yılında tiyatroya adımımı attım. | Open Subtitles | لم يكن حتى عام 1903 ظهرت لأول مرة بصفتي مسرحي |
Söylemem lâzım, dükkanlara ve tiyatroya bayılıyorum. | Open Subtitles | ولابد أن أقول، إنّي أحبُّ المحلّات والمسارح كثيرًا. |