Hayır. Hiç şu vejetaryen tofu burger zımbırtısını denedin mi? | Open Subtitles | لا هل جربت واحدة من تلك الوجبات برغر التوفو النباتي، |
Kıyılmış tavuk ile tofu sığır eti ve buğulanmış yengeç, | Open Subtitles | الدجاج المفروم مع التوفو وسرطان البحر المتبخّر مع لحم البقر. |
Hayatını değiştiren bir şeydi, bilirsiniz. Ve, böylece hayatımda, tofu işindeydim; bir aile işiydi. | TED | لقد غير هذا حياتي، أتعلمون، ففي حياتي ، كنت في صناعة التوفو. كان عملا عائليا |
Ama - çocukluğuma baktığımda - gördüğünüz gibi, Seattle'da bir tofu fabrikasında büyüdüm. | TED | أنا أتذكر الآن حين كنت طفلا لقد نشأت في مصنع "توفو" في سياتل. |
Acaba tofu veya buharda pişmiş kereviz var mı? | Open Subtitles | ألديك أي توفو أو الكرفس المطهو على البُخار؟ |
tofu yemeğinden bir tür duvar yapardı, ve bu müşterilerin kafasını karıştırırdı, çünkü hepsi buranın bir restoran olduğunu düşünürdü. | TED | كانت تصنع ما يشبه الجدار من طبخ التوفو و كان ذلك يربك الزبائن، لأن الجميع ظن أنه مطعم. |
Ama, neyse, burası büyüdüğüm yerdi, Seattle’deki bu küçük tofu fabrikası, ve şuna benzer bir şeydi: küçük bir oda, büyüdüğüm yer. Bu resimde burada büyüğüm. | TED | لكن على كل حال، هكذا نشأت، في مصنع التوفو هذا في سياتل، و كانت عبارة عن: غرفة صغيرة حيث نشأت، لقد كنت كبيرا في هذه الصورة. |
tofu büyük parçalar halinde gelir ve babam onları kendi elleriyle keserdi. | TED | يأتي التوفو في عبوات كبيرة، كان أبي يقطعهم بيديه |
Böyle. Kötü bloklar. Ama yine de, benim için tofu benim bir tür doğuşumdu, temel olarak. | TED | قطعتها بطريقة سيئة، و لكن على أية حال، التوفو كان أصلي |
Bir de nezaretten çıktığın için mutlaka tofu ye. | Open Subtitles | و بما أنك ذهبت للزنزانة، تأكد من أن تأكل التوفو |
Bir de nezaretten çıktığın için mutlaka tofu ye. | Open Subtitles | أيضاً، بما أنّـك ذهبت للزنزانة اليوم تأكد من أن تتناول التوفو |
Buradan çıkıp tofu yiyeceğim günü hayal ediyorum. | Open Subtitles | أفكر في اليوم الذي أخرج فيه وآكل فيه التوفو |
Bence insanların yemek için tofu öldürmesi iğrenç bir şey. | Open Subtitles | اعتقد انه مقزز, ان يقتل الناس التوفو فقط من اجل الأكل. |
tofu dürüm gibi teşekkür yoktur. | Open Subtitles | لا شيء يقول شكرا لك كملفوفات التوفو النباتية |
Aaaa, 6'ya kadar açık büfe varmış tavuk kanadı and tofu | Open Subtitles | هناك بوفيه مفتوح في السادسة أجنحة دجاج و " توفو " |
D. Beckham, Gillette'te oynuyor, bana ise lânet tofu mu kalıyor? | Open Subtitles | ديفيد بيكام حصلت على جيليت وانا على الغبية ,توفو ؟ |
O zaman zencefilli, biberli tofu alacağım ancak bibersiz olsun. | Open Subtitles | سأتناول توفو الزنجبيل بالفلفل الحار ولكن من دون الفلفل |
tofu yedin diye kör olmazsın. | Open Subtitles | فالعمى لا يصيبك عندما تأكل صحن توفو |
Yağda pişirilmiş tofu spirulina. Çok leziz Bak tadına. | Open Subtitles | توفو ممزوج بأعشاب بحرية، إنه لذيذ. |
Pide, humus, tempeh ve tofu. | Open Subtitles | لدينا , بيتا , حمص , فحم , توفو |
Bu bağrışmalarından tofu sosislerimi sevdiğini düşüneceğim. | Open Subtitles | يبدو من صراخك أنه أعجبك نقانق فول الصويا |
Meselâ; tofu, soya sütü. En sonunda da vejeteryan oldu. | Open Subtitles | مثل التوفي و حليب الصويا و أخيرا أصبحت نباتية |
Yarış yerine tofu... | Open Subtitles | تبيع البين كورد بدلا من السباق |