Hayır işi için tonlarca para harcıyorsun ama gişeye birkaç dolar veremiyor musun? | Open Subtitles | حسناً، أنتظر لحظة أنت مستعد أن تتخلى عن طن من المال للجمعية الخيرية.. |
Ya da benimle yanacaksın ve tonlarca arsenik, cıva, sülfür de öyle. | Open Subtitles | أو ستحترق معي و كل طن من الزرنيخ و الزئبق و الكبريت |
Kendimizi alışveriş merkezlerine çekmek için tonlarca metal, cam ve plastik kullanmamız aptalca. | TED | من الغباء أن نستخدم 2 طن من الزجاج والمعدن والبلاستيك لحمل أنفسنا من البيت الى السوق. |
Sınıflarda tonlarca kırık, eski mobilya ve sıra yığını vardı, binlerce kullanılmamış materyal ve kaynak vardı. | TED | كان هناك أطنان من حطام الأثاث القديم والمكاتب بقاعات الدرس كما كان هناك الآلاف من الأدوات والموارد غير المستعملة |
Fakat zorla yedirme yoluna gitmediği için, çünkü tonlarca mısırı gavaj etmediği için, ciğerleri oldukça gri oluyor. | TED | حسنا لكن لانه لم يرغمها ويزقمها ولانها لم تطعم بالقوة اطنان من حب الذرة الصفراء لقد كانت اكباده رمادية |
Ancak bizim çoklu görev gerçeğimiz oldukça farklı ve tonlarca bilgiyle yüklü. | TED | ولكن طبيعة تعد المهام لدينا مختلفة قليلة. وكثير من الأطنان من المعلومات |
Şu ana kadar 55 milyon yemek sağladık dünya etrafındaki çocuklara şu an 555 bin çanta satarak, tonlarca çanta, bir sürü çanta. | TED | لذا فالشركة تعمل بصورة جيدة فقد بعنا ما يقارب 555000 حقيبة .. الكثير منها .. الكثير فعلا |
Yapacak tonlarca işim var, ve bu sene, Noel, çok farklı bir gün. | Open Subtitles | عِنْدي طَنّ مِنْ العملِ ليَعمَلُ، و هذه السَنَةِ، عيد الميلاد فقط يوم آخر. |
Ve sonunda son iki element hariç herşey tonlarca cevherden ayrıştırılmış şekilde devam ediyordu. | Open Subtitles | وهكذا استمر العمل على حتى الوقت الحاضر قد أزيلت كل شيء من طن من خام باستثناء عنصرين النهائية |
tonlarca kelebeğin var. O neden bu kadar önemli? | Open Subtitles | لديك طن من الفراشات,لماذا هي مهمة بالذات؟ |
Bu boktan tonlarca taşıyan adamlarla. | Open Subtitles | هؤلاء الناس الذين ينتقلون طن من هذا القرف. |
Bu bölgede, kayıt olmamış ve babama oy verebilecek, tonlarca insan olmalıydı. | Open Subtitles | لا بد أن يكون هناك طن من الناس الذين يستطيعون التصويت لأبي لكنهم فقط لم يسجلو |
tonlarca değişken, ama aslında düşündüğümüzden daha fazlasını biliyor olabiliriz çünkü, mesela, hedeflerinin şehre ait olduğunu biliyoruz, çünkü maddeyi hareket ettirme şansına sahipler. | Open Subtitles | ..هناك طن من المتغيرات : لكننا حقيقة نعلم أكثر مما نظن ، بسبب.. ، كمثال |
Seninle çıkmaya can atacak tonlarca kız var. | Open Subtitles | فهناك طن من البنات اللاتى ينتظرن ليسعفهن الحظ و يحظوا بك |
Aslında omuzlarımdan tonlarca sır ve yalan kalkmış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أحس في الحقيقة كأن مائة طن من الأسرار والأكاذيب قد أزيحت عن كاهلي |
Bizim tonlarca var. Bizimkilerden alabilirsin. | Open Subtitles | نحن لدينا طن من الأغراض يمكن أن تأخذي منها |
Aslında sizi tanımıyorum ve yolu kapatmışsınız ayrıca elinizde şu anında beton olan garip şeyden tonlarca var, yani... | Open Subtitles | حسنا، أنه فقط أنا لا أعرفك و أنت وأنت لقد أغلقت طريق و لديك طن من الاسمنت الفوري المخيف فإذا |
Makine öğrenimi tonlarca veriye ihtiyaç duyuyor. | TED | ونظام التعلم الآلي يحتاج إلي أطنان من المعلومات. |
Elmaslar, tonlarca elmas. Malteklerin meşhur hazinesi. | Open Subtitles | الماس , اطنان من الماس الكنز المشهور للمالتيك |
Ama bununla başa çıkabilmenin yolları var çünkü hepimiz hâlâ denenmemiş tonlarca fikirler olduğunu ve birçoğu ihtiyacımız olduğu kadar da güvenilir olabilecektir, ama planlama safhasında henüz bunların güvenilir olabileceklerini bilmiyoruz. | TED | ومع ذلك، فهناك طرق لتجنب هذا، لأننا نعلم أن هناك الأطنان من الأفكار غير المستخدمة، والكثير منها ستكون كافية تمامًا لتحقيق رغبتنا، إننا فقط لا نعلم أنها موثوقة في أثناء مرحلة التخطيط. |
Fark etmezler bile. tonlarca var ellerinde. | Open Subtitles | لن يلاحظوا فقدانها لديهم الكثير منها |
Bir sürü ayı ve tonlarca balık var. | Open Subtitles | هناك الكثير مِنْ الدببةِ و طَنّ مِنْ السمكِ... |
Rekabetçi kolejlere girer, iyi işlere sahip olurlar, ve bazen kendileri yüzeysel bir şekilde başarılı olurlar ve tonlarca para kazanırlar. | TED | فيلتحقون بكليات تنافسية، ويحصلون على وظائف جيدة، وأحياناً يحققون النجاح لأنفسهم بشكل سطحي، فيجمعون أطناناً من المال. |
Muhtemelen tonlarca sorunuz var. | Open Subtitles | جميع الحق، لذلك أنا أحسب يا رفاق حصلت على نصف طن من الأسئلة. |
Daha tonlarca kargom, kasalarca şarabım ufkun ötesinde bekliyor. | Open Subtitles | لديّ أطنان من البضائع, ومزيد من صناديق النبيذ. التي تنتظر فقط خلف الحدود. |
Lillian, elimize geçen tonlarca kokain Hector'un istihbaratına dayanıyor. | Open Subtitles | "ليليان" لقد صادرنا آلاف الأطنان من الكوكايين بناء على معلومات "هيكتور" |
tonlarca su, buz içinde dikey konumda bir kilometreden fazla derine inen bu borudan aşağı dökülüyor. | Open Subtitles | أطنانٌ من الماء تصب في هذا الأنبوب، ولا يخفى أنها تهبط رأسياً إلى أعماق صفيحة الجليد |
Hayır, hayır öyle değil yarın gece mâlikanedeki Enerji Sunumu için halletmem gereken Daha tonlarca işim var. | Open Subtitles | لا، إنه ليس كذلك لا زال عليّ القيام بعدة أشغال من أجل التحضير لمعرض الطاقة غداً مساءاً |