Sadece göç edecekleri zaman böyle büyük gruplar halinde toplanırlar. | Open Subtitles | أنهم يجتمعون فقط في مجموعات كبيرة مثل هذه عندما يهاجرون. |
Sadece göç edecekleri zaman böyle büyük gruplar halinde toplanırlar. | Open Subtitles | أنهم يجتمعون فقط في مجموعات كبيرة مثل هذه عندما يهاجرون. |
Sadece acil durumlarda toplanırlar. | Open Subtitles | بالنسبة للأشخاص الذين يجتمعون في ظروف غير مواتية |
Bu sığ bahçelerde, her yıl dev sübyeler yumurtlamak için toplanırlar. | Open Subtitles | كل سنة فى هذه الحدائق الضحلة يتجمع الحبار العملاق للبيض |
Her Temmuz'da, yırtıcılar yılın en büyük ziyafeti için toplanırlar ama bu sadece birkaç hafta sürer. | Open Subtitles | كُلّ شهر يوليو ، يتجمع المفترسون لأكبروليمةفي السنة... . لكنَّها ستدوم فقط لبضعة أسابيع. |
Kriz durumunda, insanlar kilisede toplanırlar. | Open Subtitles | في حالة الأزمات يجتمعون في الكنيسة |
Genellikle Jersey sahilinde toplanırlar. | Open Subtitles | (يجتمعون في شاطئ (جيرسي |
Ormanın üzerinde toplanırlar, ta ki nihayet patlak verene dek. | Open Subtitles | يتجمع عبر الغايه حتى يبدأ بالأنهمار |