Öğle yemeği toplantılarına dayanarak, Acı Kliniği diye yeni klinik teklif etti. | TED | اقترح معهدا جديدا وهو عيادة الألم مرتكزة على اجتماعات الغداء. |
Bölgeleme yönetim kurulu toplantılarına gittim, Demokratik ve Cumhuriyetçi klüplere gittim. | TED | حظرت اجتماعات مجلس الإدارة ، ذهبت لنوادي أحزاب ديمقراطية وأخرى تابعة لأحزاب جمهورية. |
Bu saflarda erkek toplantılarına girmeye çalışmak kolay değildi. | TED | لم يكن من السهل الوقوف ضمن تلك الصفوف في محاولة الولوج إلى اجتماعات الرجال. |
İçki içmeyeceğine, haftada üç kez AA toplantılarına katılacağına, ve farklı günlerde alkol testlerine gireceğine dair söz vermiş bulunuyorsun. | Open Subtitles | انكِ توافقين عن الإمتناع عن الشرب ان تحضري إجتماعات المدمنين 3 مرات بالإسبوع وتوافقي على خوض اختبار للكحول بشكل عشوائي |
Onun ihtiyaçları daima Niles'ınkinden önce gelir. Aile toplantılarına da katılmaz. | Open Subtitles | دائماً تضع حاجاتها فوق حاجاته لا تحضر إجتماعات العائلة |
Quaker bir aileden geliyordu beni de Quaker toplantılarına götürmeyi adet edinmişti. | Open Subtitles | لقد إنحدرتْ من عائلةٍ بروتستانتية، لذا لقد اعتادت أن تأخذني لإجتماعات بروتستانتية معها. |
Kilisede pantolon giymek ve erkeklerin toplantılarına gitmek gibi göz ardı edilemez şeyler yapmaya çalıştık. | TED | حاولنا فعل أشياء لايمكن تجاهلها، مثل ارتداء السراويل في الكنيسة ومحاولة حضور الاجتماعات المحصورة على الرجال. |
Ancak umunna toplantılarına katılamam veya gidemem, söz hakkım olamaz. | TED | لكن لا يمكنني المشاركة. لا يمكنني الذهاب إلى اجتماعات الأومونا. ليس لي الحق في الكلام. |
Daha çok yazmaya başladım, tasarım takımı toplantılarına katıldım, daha fazla fikir önerdim ve sahne düzenlemelerde yardım ettim. | TED | بدأت أكتب أكثر، حضرت اجتماعات فريق التصميم، أضفت أفكارًا، وشاركت في إخراج المشاهد. |
Örneğin, ben Maine'de küçük bir kasabada büyüdüm ve o duyduğunuz belediye toplantılarına birçok kez gittim. | TED | على سبيل المثال نشأت في بلدة صغيرة في ولاية ماين، وذهبت إلى الكثير من اجتماعات البلدية التي تسمع عنها. |
Banliyöde ev sahibi olup veli toplantılarına katılmayı değil. | Open Subtitles | هذا ليس حول منزل فى الضواحى او اجتماعات تجاريه |
Her gece evinde kalıyorum ondan sonra sabahları eve gidip hazırlanıyorum sonra da buraya yönetim kurulu toplantılarına geliyorum. | Open Subtitles | علي العودة لشقتي لأستعد ثم أعود هنا لحضور اجتماعات المجلس |
Okul Aile Birliği toplantılarına gidiyorum. | Open Subtitles | و الذهاب إلى اجتماعات أولياء الأمور في المدرسة |
Çünkü senin veli/danışman toplantılarına gitmekle meşgul. | Open Subtitles | لعبة واحدة، لأنه مشغول يذهب إلى إجتماعات |
Okul aile birliği toplantılarına gidip Mahalle Gözcüleri programına da yazıldım. | Open Subtitles | بل أنني ذهبت إلى إجتماعات جمعية الآباء والمعلمين ووافقت على مراقبة الحي |
Kabine toplantılarına katıldın; yerine başka biri atanmadı. | Open Subtitles | أنتِ حضرتى إجتماعات المجلس ولم يكن لكِ بديل |
Birisi bana sadece kadın toplantılarına gittiğini söyledi. | Open Subtitles | شخصا ما أخبرني انكِ لا تذهبين إلا لإجتماعات نساء |
- Yönetim kurulu toplantılarına hep çizgili lacivert takımınızı giyersiniz. Yönetim kurulu toplantısı mı? | Open Subtitles | عليك دائما ارتداء الأزرق مقلمة على متن الاجتماعات. |
Düzenli olarak egzersiz yapacaksınız, derslere katılacaksınız, uyuşturucu ve alkol toplantılarına katılacaksınız, kurallara uyun. | Open Subtitles | عليكُم التمرين بانتظام و حضور الدروس و الذهاب إلى جلسات النُصح من المُخدرات و الكحول اتبعوا القوانين |
Uyuşturucu toplantılarına gelmeni istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُكَ الآن أن تأتي لجلسات النُصح عن المُخدرات |
Alkolik, otkolik toplantılarına gittim. Eskiden katıldığım tüm "olik"lere baktım. | Open Subtitles | اعتدت ارتياد تجمعات المدمنين، في كل التجمعات التي تُعنى بالفطام |
Bazı insanlar kilise gruplarına, destek toplantılarına, diğer şeylere katılıyor. | Open Subtitles | بعض الأشخاص ينضمون لمجموعات الكنائس أو مجموعات معالجة الإدمان أو أيًّا كان |
Onu, düzenli bir işte çalışan, ve okul-aile birliği toplantılarına katılan biri olarak gözümde canlandıramıyorum. | Open Subtitles | بشكل ما لا أراها بوظيفة تنتهي بالخامسة و تذهب لاجتماعات أولياء الأمور |
...Kilo Takipçileri toplantılarına "Kremalı Gevrek" in yanındaki binada gitmeye başlamasıydı. | Open Subtitles | لحضور إجتماع موازنة الطعام المجاور لمتجر الحلويات، |
Ne yani, her hastam olduğunda aile toplantılarına katılmamı mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | تريدني أن أذهب للاجتماعات العائلية كلما أعالج مريض؟ |
Fakat gerçek şu ki: Amy'yi onurlandıran aile toplantılarına, düğünlere ve etkinliklere katılmak, her ne kadar sevgi dolu olsalar da, katlanması çok zordu. | TED | ولكن ها هي الحقيقة: تلك التجمعات العائلية، حضور زفاف وفعاليات علي شرف إيمي، بمحبة كما هي، كل هذا كان من الصعب تحمله. |
Çağrı listeniz burada. toplantılarına on dakika var. | Open Subtitles | لديك قائمة مكالماتك, اجتماعهم لن يعقد قبل 10 دقائق |