Genelde bu toplantıyı romantik acılarım hakkında konuşmak için kullandığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنني أعتدت أن استخدم هذا الاجتماع للحديث عن متاعبّي الرومانسيّة |
Sanmıştım ki biri toplantıyı iptal etti ve bana söylemeyi unuttu. | Open Subtitles | كنت أظن أن شخصاً قد غيّر موعد الاجتماع ونسي أن يبلغني |
Yani, ayağa kalkıp toplantıyı ele geçiremezsiniz. | TED | أعني أنك لاتستطيع الوقوف و تولّي أمر الاجتماع. |
Don Barzini, toplantıyı ayarlamama yardımcı oldun. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | دون بارزينى أريد شكرك لمساعدتى فى تنظيم اجتماع اليوم |
toplantıyı burada yapıyoruz ki babam karışamasın. | Open Subtitles | لهذا جعلنا الأجتماع هنا حتى لا يتمكن من التدخل يتدخل؟ |
Ve son tavsiyem yaklaşan bir toplantınız varsa, gücünüz varsa, sadece iptal edin, bir sonraki toplantıyı iptal edin. | TED | و الإقتراح الأخير لدي هو .. إذا كان لديك إجتماع قادم وكانت لديك سلطة ألغه .. فقط الغ هذا الإجتماع القادم |
Bu durumda, ona şunu önerebilirsiniz: Müdüründen haftalık toplantıyı bir gün geriye çekmeyi rica edebilirsin. Böylece çalışmak için ikinizin de daha çok zamanı olur. | TED | وفي هذه الحالة، يمكن أن تقترح الذهاب للمدير لتطلب تأجيل الاجتماع الأسبوعي ليومٍ واحد حتى تحصلا على وقت أكثر للعمل. |
- Evet. Çok üzgünüm, fakat sizden bu toplantıyı iptal etmenizi istemem gerekiyor. | Open Subtitles | أنا آسف جدا ، لكن علي أن اسألك لالغاء هذا الاجتماع. |
Resmi yetkilimiz, barı kullanıma kapattığına göre Dava Avukatı, Ransom Stoddard'ın buraya gelip, bu toplantıyı bizim adımıza yönetmesini öneriyorum. | Open Subtitles | بما ان السلطة القانونية اغلقت البار أقترح أن رانسوم ستودارد، محامي في القانون، تعال هنا ودير هذا الاجتماع |
Bu toplantıyı o yönetiyor, duymadın mı yoksa? | Open Subtitles | انه يدير هنا الاجتماع ، أو لم تسمع بذالك؟ |
Bu toplantıyı talep ettiği için Don Corleone'ye müteşekkirim. | Open Subtitles | جميعنا نشكر دون كورليونى على دعوتة لنا لهذا الاجتماع |
O toplantıyı biz planlamadık. Komşular habersiz geldiler. | Open Subtitles | نحن لم نخطط لهذا الاجتماع لقد أتى الجيران فجأة |
Geri dönemeyecekmiş, Rahibe Peter Marie'nin toplantıyı yönetmesini istiyor. | Open Subtitles | لن يتمكنَ من العودةِ في المَوعِد و يودُ أن تُديرَ الأُخت بيتَر ماري الاجتماع |
...ama salağın teki, taşrada huzurlu ve sakin bir yer diye toplantıyı Joe Barbara'nın çiftliğinde yapmayı düşünmüş. | Open Subtitles | بعض الحمقي ظنوا ان الاجتماع فكرة جيدة .في مزرعة جو باربرا في الريف هادئة وجميلة |
Bu toplantıyı çenesi düşük çocuklar ve onların ürkütücü İngiliz aksanları hakkında ne yapaca- ğımızı kararlaştırmak için düzenliyorum. | Open Subtitles | لقد دعوت لهذا الاجتماع لتحديد ما سنفعله بشأن هؤلاء الثرثارين الصغار ولغتهم الانجليزية المقززة |
O toplantıyı iptal edeceksiniz. Ben teknik bölümden Ajan Cohen. | Open Subtitles | الغى هذا الاجتماع أنا الضابط كوهين من القسم التقنى |
Lois veya Jimmy böyle bir toplantıyı kaçıracak birileri değil, efendim. | Open Subtitles | انها ليست من طبيعة لويس أو جيمي تفويت اجتماع الموظفين، يا سيدي. |
Merhaba, üzgünüm, toplantıyı tamamen unutmuşum. | Open Subtitles | مرحباً, آسف نسيت تماماً أمر هذا الأجتماع |
Sence toplantıyı da biliyor mu? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه يعرف شىء عن إجتماع الليلة ؟ |
Oh, bir sürü stilist oraya griple geldi, bu yüzden bütün toplantıyı iptal etmek zorunda kaldılar. | Open Subtitles | العديد من مصففي الشعر جاءوا بالإنفلونزا لذا ألغوا المؤتمر بأكمله |
Birinci tabaktan sonra toplantıyı bitirme oylaması yaptık. | Open Subtitles | بعد الطبق الاول كان هناك رغبة في فض الجلسة |
Ön duruşma günü, mahkemenin arka tarafında bu toplantıyı yaptılar. | Open Subtitles | في يوم الاستدعاء عقدوا اجتماعاً داخل المحكمة |
Sen toplantıyı sabote edince etkileyici bir şey yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | حسنا ، بعد تخريب اجتماعنا ، لدى ان افعل شيئا كبيرا |
Eğer toplantıyı iptal edersek, imajımın zedelenmesinden korktuğun için tavsiyelerde bulunmadığından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتأكد أنك لا تنصحنى خوفاً من أن تسوء صورتى اذا الغينا المناظرة |
İçerideki toplantıyı bölmek istemedim. | Open Subtitles | لا أريد أن أقاطع اجتماعهم هناك. |
Önceki günkü toplantıyı hatırladı ve iyice şaşırdı. | Open Subtitles | تَذكّرتْ الإجتماع في اليومِ السابقِ، و مازال الأمر محيراً بدرجة كبيرة. |
toplantıyı ötelemişler. | Open Subtitles | قدّموا موعد الإجتماع. |
O toplantıyı hatırlıyorum ve ben de fotoğrafik hafıza vardır. | Open Subtitles | أتذكر ذلك الإجتماع ولديّ ذاكرة فوتوغرافية |