Dönüş amacım ailemle tekrar bir araya gelmek ve toplum içinde yerimi bulmaktı. | TED | جئت أساسا لـ لم الشمل مع عائلتي وإعادة الاتصال بطريقة لأجد مكاني في المجتمع. |
Ama hayatı boyunca bir kez sadece bir kez, annesiyle hem fikir olmadığını toplum içinde göstereceğini düşündüm. | Open Subtitles | أن أدخلها فى حياتها و أن أجعلها تعارض أمها علناً |
Bana gelince, fark ettim ki toplum içinde pantolonunu indirmekle çizgiyi biraz aştım ve bu artık komik olmaktan çıktı. | Open Subtitles | و بالنسبـة لي أدركت أنـه بمكـان مـا في علاقتنـا ، و صلنـا للحظة أين سحب سروالك للأسفل في العلن لم يعد ممتعـا |
İnan bana bir kadın beni toplum içinde sadece bir kez küçük düşürebilir. | Open Subtitles | صدقيني، إن ذلتني امرأة أمام الناس هكذا فستكون أول و آخر مرة |
Bunu kayda değer bulmuyorlardı ancak toplum içinde bir öfke hakimdi. | TED | لم يعتقدوا بأنها ذات أهمية، لكنها أحدثت غضبا داخل المجتمع التقني. |
toplum içinde görüşemeyeceğimize karar verdiğinden beri film şirketinin hisseleri en az yüzde 20 değer kazandı. | Open Subtitles | أقسم أنه منذ أن قررت أن لا نرى , معاً في العامة و أسهم الشركة ارتفعت حوالي 20 بالمئة |
Belli bir ölçüde, günde birkaç kez, ister bilinçli ister bilinçsiz olsun, kendime toplum içinde gaz çıkarmamam gerektiğini hatırlatıyorum. | TED | وإلى حدٍ ما، عدة مرات في اليوم، سواء عن وعي أو لاوعي، أحتاج لأذكر نفسي ألا أضرط علانية. |
Hanginiz Blackberry telefonu olduğunu toplum içinde söyler? | TED | و من سيعترف علنا أنّ لديه بلاك بيري؟ |
Bu sosyal sorunlarda ve toplum içinde karşılaştığımız birçok sorunda çözümleri görmeye nasıl bir eğilimimiz var? | TED | كيف نحن نتعمد رؤية الحل لهذه المشكلات الاجتماعية هذه المشكلات الكثيرة التي تواجهنا في المجتمع |
Sevgili kardeşlerim bizler kadın hakları için daha fazla hak sahibi olmaları için çabalıyorduk kadınların toplum içinde daha fazla yer edinmesi için | TED | إخوتي وأخواتي الأعزاء، لقد كنا نسعى من أجل حقوق إضافية للمرأة وكنا نكافح كي نحصل على المزيد، المزيد من المساحة للنساء في المجتمع. |
Sistem onları farklı bir şekilde görüyor ve umarım onları toplum içinde gördüğünüzde, siz de değiştiklerini anlarsınız. | TED | والنظام يراهم بطريقة مختلفة. وعندما تقابلوهم في المجتمع أتمنى أن تروهم باختلاف أيضًا. |
İnsanlar toplum içinde bu aldatıcı tavırlarını korumaları lazım. | Open Subtitles | علناً ، يحتاج الناس أن يبقوا ذلك النوع في الواجهة |
- Bu gizli gezmek değil. toplum içinde olacağız. Halka açık bir alış veriş merkezine gidiyoruz. | Open Subtitles | نحن سَخارج علناً في مركزِ تسوّق تاكوما. |
Üzgünüm, toplum içinde olmaz. | Open Subtitles | أنا آسفه ، ولكن ليس علناً |
Gayler, ucuz imalar dışında toplum içinde asla böyle şeyler konuşmazlar. | Open Subtitles | مثليو الجنس لا يتحدثون عن ذلك أبدا في العلن إلا إذا اقتصر الأمر على التلميحات الرخيصة |
Hayır, Eğer "Kestane"yi gösterişli olmaya zorlayıp, toplum içinde küçük düşürdüysem, o zaman ben de aynısını yapmak için gönüllü olmalıyım. | Open Subtitles | لا , لقد عرضت كستناء وتبخترت به وأهنته في العلن لذا علي فعل نفس الشئ |
Her ne kadar balayı dönemimiz toplum içinde sevgi gösterileri yaptığımız günler... | Open Subtitles | حتى وقت شهر عسلنا قد إنتهى ذهبت تلك الأيام التي تكون فيها المودة في العلن |
Az önce yaptığımız şeyi toplum içinde yapmak bir çok eyalette yasadışı. | Open Subtitles | و ليس أمام الناس حسناً، إن فعل مافعلناه للتو أمام الناس أمر غير قانوني في معظم الولايات |
Tabi git toplum içinde soyun. | Open Subtitles | أجل، اذهبي وتعري أمام الناس. |
Bunlar kişinin toplum içinde sadece kendini düşünerek sorumsuzca hareket etmesini engeller. | Open Subtitles | هذه القوانين تمنع الأفراد من التصرف بأنانية داخل المجتمع |
toplum içinde öpüşmezler ama Kama Sutra pozisyonunu icat etmişlerdir. | Open Subtitles | لا يقبلون في العامة و لكنهم إخترعوا الـ " كاماسوترا " *الكاماسوتراكتابعنوضعياتالجنسقامبتأليفةعالمهندي |
Bence bu, insanların toplum içinde hiç rahatça konuşamadığı bir şeyi konuşabilmelerinin bir yolu hâline geldi. | TED | وأعتقد أنها أصبحت طريقة رائعة للناس لكي يتحدثوا عن شيء ما لم يشعروا بالراحة أبدًا للتحدث عنه علانية. |
Yarın sandalyemi toplum içinde ilk kez kullanacağım. | Open Subtitles | بالغد سأستخدم كرسى علنا للمرة الاولى |
Arabada içki içmek, toplum içinde sarhoşluk, ikinci derece uyuşturucu taşıma, halletmek kolay. | Open Subtitles | مثلما قلت ، صندوق شحن مفتوح بي. آي ، حيازة جنحة من السهل جعله يرحل |
Sanki daha önce toplum içinde bulunmamışsın. | Open Subtitles | هو كما لو أنَّ أنت ما سَبَقَ أَنْ كُنْتَ في الجمهورِ قبل ذلك. |
toplum içinde çıplaklık ve şarkı söyleme. | Open Subtitles | الاستثارة والغناء على الملئ |
Bu özellikle toplum içinde birlikte yaşama biçimimiz olan sivil yaşam için doğru. | TED | هذا حقيقي خاصةً في الحياة المدنية، كيف نعيش سويًا في مجتمع. |