Son birkaç haftadır bölgedeki yıldız geçitlerini topluyormuş. | Open Subtitles | يجمع بوّابات النجوم في هذا القطاع منذ بضعة أسابيع |
Haftalardır bölgenin her yanından yıldız geçitleri topluyormuş. | Open Subtitles | كان يجمع بوابات النجوم من كل القطاعات في الأسابيع الأخيرة |
Görünüşe bakılırsa, Lambert suçunu inkar edebilmek için kanıt topluyormuş. | Open Subtitles | يبدو أن لامبارت كان يجمع الأدله ليتوجه للشرطه |
Yaptığı iş hakkında ne öğrenebiliyorsun bir bak parayı kendi için mi, başkası adına mı topluyormuş öğren. | Open Subtitles | إن كان يجمع ماله لوحده أو بالنيابة عن الآخرين |
çünkü sokakta erkeklerin bakışlarını üzerinde topluyormuş. | Open Subtitles | لانها كانت تجتذب انظار الرجال في الشارع |
Dersten önce tüm telefonları topluyormuş. Jane haklıydı. | Open Subtitles | هو دائماً ما يجمع هواتف تلاميذه قبل الحصة جاين كانت محقة |
Biri vücut parçalarını topluyormuş çünkü burada bir canavar olduğunu düşünüyormuş. | Open Subtitles | أحدهم يجمع أجزاءً من الجسم لأنه يظن أن وحشًا هنا |
Nişanlısı ekibi geri topluyormuş. | Open Subtitles | خطيبها يريد أن يجمع الفريق القديم سوياً |
Ben sana bir şey sorayım. Braun gümüş topluyormuş. | Open Subtitles | دعني اسئلك عن شيء براون ) كان يجمع الفضة ) |
Senin hakkında da bilgi topluyormuş. | Open Subtitles | وكان يجمع معلومات عنك أيضاً |
Cyden rezervuardan... musluktan ve arıtma fabrikasından... su örnekleri topluyormuş. | Open Subtitles | كان (بول سايدن)يجمع عينات المياه من حوض التخزين السطحي, ومن مياه الصنبور و من مصنع معالجة المياه |
Aldığım bilgilere göre... Buckingham Dükü, ordu topluyormuş. | Open Subtitles | أعلم بشكل مؤكد أن دوق (بكنغهام) يجمع جيشاً |
Belli ki Jason Harkness farklı insanlardan... parçalar topluyormuş. | Open Subtitles | كان (جايسون هاركنس) يجمع أجزاء من مختلف الناس ، ليصنع... |
Darius ona karşı delil topluyormuş. | Open Subtitles | -كان (داريوس) يجمع أدلة ضدّه . |
çünkü sokakta erkeklerin bakışlarını üzerinde topluyormuş. | Open Subtitles | لانها كانت تجتذب انظار الرجال في الشارع |