Çalışacağın Komuta subayının... sana devamlı... yaşadığın şahsi trajediyi hatırlatacak olmasını düşünüyorum. | Open Subtitles | للعَمَل مَع قائد الذي يُذكّرُك بشكل مستمر . . المأساة الشخصية الفظيعة. |
Sicilini ve başından geçen trajediyi dikkate alıp sana karşı toleranslı davrandık. | Open Subtitles | لقد تساهلنا معك بسبب ماضيك المهني القويم وراعينا المأساة التي تمر بها |
çünkü bugün farkına vardığımız, modern kültürün trajediyi strateji olarak benimsediğidir. | TED | لأن ما ندركه اليوم هو أن الثقافة الحديثة على ما يبدو أنها تبنَّت إستراتيجية المأساة. |
Biri Tanrı için şarkı yazarak bir trajediyi sona erdirme gücüne sahip midir? | Open Subtitles | من يكتب اغنية لرب ليس لديه القدرة الكافية لايقاف مأساة مثل هذه ؟ |
Sayısız trajediyi, sayısız problemleri, bölgedeki çatışma bölgelerini ve sıcak noktaları duyurduk. Çünkü bunların tam merkezindeydik. | TED | والعديد من المآسي والمشاكل، ومناطق النزاع، والعديد من المناطق الساخنة لأننا نقع في وسطھا، |
Böylece yedi yaşındaki küçük, ümitsiz aklımın bu trajediyi önlemek için düşünebildiği tek şeyi yaptım. | TED | ففعلت الشيء الوحيد والذي يمكن أن يفكر فيه عقل طفل في السابعة لكي يتجنب هذه المأساة |
Kulenin kolları açılırken yukarıya giden bir roketle bunu yapamazsın. Sebep olacağı trajediyi düşünebiliyor musun? | TED | ولن ينطلق أبدا هذا الصاروخ أثناء تراجع الأذرع القنطرية. هل تتخيل مدى المأساة التي قد تحدث بسبب ذلك؟ |
Umutlu olmak, saf bir iyimser olmak veya insanlığın yüzleştiği trajediyi göz ardı etmek demek değildir. | TED | أن تكون مفعماً بالأمل لا يعني أن تكون متفائلاً ساذجاً وتتجاهل المأساة التي تواجهها الإنسانية. |
Afrika'da yaşanan trajediyi buradaki ilk birkaç sütunda görebiliyoruz. | TED | ويمكننا أن نرى المأساة في افريقيا في المؤشرات القليلة الأولى هنا. |
En büyük zaferi, böyle bir trajediyi sadece yaratıcılığa olan eğilimiyle aşabilmesi olan bir kadın. | Open Subtitles | امرأة انتصارها في وجه المأساة تجاوز كل الحدود بسبب ميلها نحو الانجاب |
Bizi bağışlarsan, bu trajediyi asla unutmayacağımıza ve elimizden geldiğince, dünyada kötülük değil iyilik yapmak için var olduğumuzu hatırlamakta kullanacağımıza söz veriyoruz. | Open Subtitles | نحن نقسم أنك إن تغفر لنا بأننا لن ننسى هذه المأساة أبدا وسنحاول بكل ما أوتينا من قوة |
Çok rastlanan bir şeydir-- Ruhun bir trajediyi canlandırması. | Open Subtitles | إنه مشترك بما يكفي في الروح لفعل ذلك , لإعادة خلق المأساة |
İnanıyorum ki sen ve ben bu trajediyi engelleyebilecek tek kişileriz. | Open Subtitles | أعتقد بأنّك وأنا الوحيدين القادرين على منع هذه المأساة |
O trajediyi yasadigimizda Mark ve Adelaide'in durumlari çok iyiydi. | Open Subtitles | "مارك" و "آديلاد" كانا يملكان المال الوفير حين حصلت المأساة |
Evet o trajediyi yıllar önce geri bıraktık, değil mi? | Open Subtitles | نعم حسنا لقد نسينا المأساة منذ سنوات أليس كذلك |
Sence bu trajediyi geçmişte bırakabilir misin? | Open Subtitles | إذاً تعتقد أنه يمكنك نسيان هذه المأساة ؟ |
Ve buda beni pek çok kişinin yaşadığı trajediyi ortadan kaldıracak esas vermek istediğim mesaja getiriyor | TED | وذلك يوصلني إلى الرسالة التي أريد أن تحملوها معكم إلى منازلكم وهي أنه يمكننا درء مأساة العموميات. |
Bu yaşımda aptal yerine konmaktansa bir trajediyi tercih ederim. | Open Subtitles | أفضل أن أتسبب في مأساة على أن تجعلي مني أحمقاً في آخر عمري |
Tabi ki hiçbirimiz böyle bir trajediyi hiç beklemiyorduk. | Open Subtitles | بالطبع، لا أحد منا توقع ابدا مأساة مثل هذه |
Sen trajediyi sevdiğinden tedavi istemeyeceğinin farkında değil. | Open Subtitles | لا يعرف أنكِ لا تتعالجي؛ لأنك تعشقين المآسي. |
İçindeki bir parçanın olsun bu olaydaki trajediyi görmediğine inanmayı reddediyorum. | Open Subtitles | أرفضُ تصديقَ أنّه ليس بداخلكِ ما يرى مأساةً فيما حدث. |
İyi bir trajediyi ne kadar sevdiğini biliyorsun. Evet. | Open Subtitles | أنتي تعلمين كيف انه يحب التراجيديا. |
Yoksa biz medya olarak böyle bir trajediyi... saygı ve hassasiyetle örtbas edebilir miyiz? | Open Subtitles | أو يُمكننا كأجهزة إعلام .. أن نُغطي مأساه مثل هذه بكل من الحساسية والإحترام معاً ؟ |