| Tribünlerde Sultan için tüyler ürperten bir tezahürat var. | Open Subtitles | هنالك نشاط مثير في المدرجات الجميع يهتفون لــ سلطان |
| Şey yapan tuhaf bir çocuktu, anlarsın Tribünlerde oturur ve garip garip gülümserdi. | Open Subtitles | كان ولداَ فزعاَ يجلس على المدرجات ويبتسم ابتسامته المخيفة الصغيرة ؟ |
| Ne düşüneceğimi bilemedim. Orada Tribünlerde | Open Subtitles | لا أعرف كيف أفكّر لقد كنا جالسين على المدرجات |
| Tribünlerde 50 bin taraftar olsaydı daha etkileyici olurdu. | Open Subtitles | أظن أنني كنتُ لأكون أكثر إعجابا بقليل مع 50 ألف مشجع في المدرجات |
| Seni bu gece Tribünlerde gördüğüme gerçekten çok sevindim. | Open Subtitles | كنت سعيداً حقاً برؤيتك وسط الجمهور الليلة |
| Antrenörümle bunu konuşuyorduk. Bunun hayatımın yeni bir parçası olacağından bahsediyorduk. Bebeğim Tribünlerde olacak. Umarım çok ağlamaz, benim için tezahürat yapar. | TED | كنت أتحدّث مع مدرّبي حول هذا الأمر، وكنا نتحدّث حول أن هذا الأمر هو جزءٌ جديد من حياتي، وسيكون طفلي في المدرجات يهتف لي كما آمل، ولا يبكي كثيراً. |
| Ve Tribünlerde ne olup bittiğini kafamızdan atmıyoruz? | Open Subtitles | ولا نقلق حول ما يجري في المدرجات |
| Tribünlerde sadece inatçı taraftarlar kalmış durumda. | Open Subtitles | حقاً , ويترك فقط الرجعيين في المدرجات |
| Tıpkı bir beyzbol oyuncusunun bir sonraki sayı vuruşunun Tribünlerde nereye düşeceğini öngörmesi gibi Halley de kuyukluyıldızın 1758'in sonunda, gökyüzünün belirli bir bölgesinden geçerek, spesifik bir yolu takip edeceğini açık seçik belirtti. | Open Subtitles | (كما توقع (بيب روث "لاعب بيسبول" مكان سقوط كرته التالية في المدرجات أعلن هالي بشكل محدد بأن المذنب سيعود |
| - Nerede? - Tribünlerde oturuyor. | Open Subtitles | -جالسة على المدرجات |
| Seni bu gece Tribünlerde gördüğüme gerçekten çok sevindim. | Open Subtitles | كنت سعيداً حقاً برؤيتك وسط الجمهور الليلة |