tropik fırtına ve tufanlar düzenli olarak Pasifik Okyanusundan gelir. | Open Subtitles | العواصف الاستوائية والأعاصير تثير على نحو منتظم من المحيط الهادي. |
Hamile kalmak için erkekleri cezbedip sonra onları yiyen tropik dişi böcekler gibiyim. | Open Subtitles | أنا مثل الحشرات الاستوائية الإناث أن ينكح الرجل في تلقيح الذاتي ويأكل منها. |
Yabanda, maymun bağırsağında yaşayan canlı bir tropik orman hayal edin. | TED | في البرية، تصوروا غابة استوائية خصبة تعيش في أمعاء هذه القردة. |
Bu yumuşak kum, bize çok cazip gelen tropik sahilleri oluşturur. | Open Subtitles | وتشكل هذه الرمال الناعمة الشواطئ المدارية التي نجدها جميعا.. رائعة الجمال |
Diplomatın önerisi Yahudilerin Alman kontrolü altında bir tropik adaya gönderilmeleriydi. | Open Subtitles | لإعادة توطين اليهود على جزيرة إستوائية تحت سيطرة الشرطة الألمانية |
Daha tropik bir yer düşündüğünü sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أن لديكي فكرة بالذهاب لمكان ما استوائي |
Ancak deniz kaplumbağaları gibi türlerin doğu tropik pasifik deniz alanında durmayacağınıda biliyoruz. | TED | إننا نعرف أيضاً أن أنواعاً مثل هذه السلاحف لا تبقى في منطقة واحدة من البحار الاستوائية الشرقية للمحيط الهادي |
Cam tabanlı teknelerle tura çıkan turistler, tropik denizin 45 metre altında Miami kulelerini görebilecekler. | TED | السياح الموجودين فى قوارب ذات قاعده زجاجية يمكنهم رؤية ابراج ولاية ميامى الغارقة خلال 150 قدم من المياه الاستوائية |
Sistemimizle, tropik ormanlardaki karbon stoklarını ayrıntılı olarak görebiliyoruz. | TED | مع النظام الجديد الخاص بنا، استطعنا رؤية مخزون الكربون في الغابات الاستوائية بالتفصيل. |
Çok uzak alanlarda bu kuraklıkların tropik ormanlara çok olumsuz etki ettiğini gördük. | TED | ما استطعنا ان نصل إليه ان في المناطق النائية جدا، كان للجفاف أثر سلبي كيبر على الغابابت الاستوائية. |
Karıncaları inceliyorum; çölde, tropik ormanlarda ve mutfağımda. Ayrıca, yaşadığım Silikon Vadisi civarındaki tepelerde. | TED | أنا أدرس النمل في الصحاري، والغابات الاستوائية وفي مطبخي، وفي الهضاب حول وادي السيليكون حيث أعيش. |
tropik yağmur ormanları oluştu, karşılıklı bağımlılığın yeni katmanlarını keşfetmek üzere. | TED | نشأت الغابات المطيرة الاستوائية ، مما اثار طبقات جديدة من الاعتماد المتبادل. |
Fakat primat türlerinin çok büyük çoğunluğu sıcak, tropik ormanlarda yaşarlar. | Open Subtitles | لكن الغالبية العظمى من أنواع الرئيسيات تعيش في غابات استوائية دافئة. |
fakat tropik iklimde yaşadığınızı düşünün. Bir gün kulübenizin dışına çıkıyorsunuz ve evinizin etrafında, yumuşak toprağın üzerinde birkaç ayakizi bırakıyorsunuz | TED | ولكن لنفترض أنّكم تعيشون في منطقة استوائية وفي أحد الأيام، خرجتم من الكوخ وتركتم آثار أقدامٍ في الوحل المحيط بالمنزل |
Orada, tropik doğanın zenginliği, yeni gelen birini büyüleyecek boyutlardadır. | Open Subtitles | إن وفرة الطبيعة المدارية تدهش القادم الجديد في حد ذاتها |
Parayı al, o küçük kızını al, tropik bir adaya tatile git. | Open Subtitles | تأخذ النقود وتأخذ فتاتك وتبحر إلى جزيرة إستوائية |
Kim noeli tropik bir iklimde geçirmek isterki? | Open Subtitles | من يريد قضاء عيد الميلاد في جو استوائي على اية احوال |
ancak Ken'i önemsediği tek şey işi ve tropik balıklarıydı. | Open Subtitles | و لكن كين معنيٌ فقط بعمله و بالسمك الاستوائي |
Ne olmuş yani? Sadece tropik bir yere gitmek istedim. | Open Subtitles | أريد فقط أن أذهب الي مكان أستوائي |
Orada Küba'dakine benzer bir atış menzili ve tropik arazi vardı. | Open Subtitles | كان لديهم ميدان الرماية و إقليم إستوائي , كما هو الحال في كوبا |
Dailer artık tropik Vietnam ve Laos sınırındaki bölgelerde yaşıyorlar. | Open Subtitles | شعب الماء يعيشون الان فى الحدود بين لاوس وفيتنام الاستوائيه |
tropik kuşağın bu kadar kuzeyinde bu tür ormanlara nadiren rastlanır. | Open Subtitles | نادرا ما توجد الغابات اقصى الشمال من المناطق المداريه |
Geleceğinde ise Asya ile birleşerek orman ve dağlardan oluşan tropik bir ülke olmak bulunuyor. | Open Subtitles | و مستقبلها القريب هو الإندماج مع آسيا لتصبح أرض غابات أستوائية و جبال |
tropik iklimde istesen de bulamayacaksın. | Open Subtitles | لا تشاهد الكثير منه في المناطق الأستوائية |
bence bu tropik cennetin sıcacık havası sayesinde. | Open Subtitles | أَعْرفُ. أُصدّقُ المستدفأ الإستنباتي جوّ هذه الجنةِ الإستوائيةِ. |
tropik Fırtına'da rol aldığım için çok sevinçliyim, anlarsınız ya. | Open Subtitles | أنا متحمّس جداً لتصوير " فيلم " صاعقة المدار الإستوائي |
Birkaç dört bacaklı atalarınız, tetrapotlar, tropik nehir ovalarda mücadele ediyordu. | TED | لديكم بضعة أسلاف رباعية الأرجل، التتربوس، كافح في السهول النهرية الإستوائية. |